TATİL PSİKOLOJİSİ

  Kendinizi elektronik bir cihaz gibi düşünebilirsiniz. Birden fazla rollerimizin olduğu hayatlarımızda tıpkı bir elektronik cihazda açık kalmış birden çok uygulamanın cihazı ısıttığı gibi bizler de ısınır ve şarjımızı bitiririz. Eğer o uygulamaları kapatıp telefonu şarj etmezsek cihaz kapanacaktır. Aynı şekilde bizlerde kendini yenilemez ve sürekli çalışmaya devam edip, kendine vakit ayırmazsak tıpkı bir elektronik cihaz gibi hata vermeye başlarız.

Ruhsal ve fiziksel yönden dinlenebilmek ruhumuzun en temel ihtiyaçlarından biri… . Uzun ve yoğun süre çalışılan bir iş hayatından sonra kişilerde psikolojik olarak depresif belirtiler, tükenmişlik hisleri, motivasyon kaybı gibi olumsuz süreçler görülebilir. Tatil bir insanın kendini yenilemesi , bedenini rahatlatması, zihnini stresten arındırması ve iş hayatında verimli olabilmesi için gereklidir. Kişiler, ruhsal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir tatil yapabildiklerinde ruh sağlıklarına pozitif yönde katkıları oluyor. Gündelik hayatın stresinden bir parça da olsa uzaklaşmak ve yükümlülüklerinize ara vermek, genel sağlığınız ve yaşam kaliteniz açısından büyük farklar yaratacak, yaşamın getirdikleriyle daha etkili baş edebilmenizi sağlayacaktır.

 Bilimsel araştırmalara göre de tatil bizi olumlu etkilemektedir;

Fiziksel şikayetlerde azalma
Uyku kalitesinde artış
Tükenmişlik hislerinde önemli ölçüde azalma
Bireylerin tatil öncesine göre mutluluk oranında artış
Zihinsel ve fiziksel uzaklaşma, dinlenme ve dilediğini yapabilme özgürlüğü kişinin sosyal sağlığına ve yaratıcılığına fayda sağladığı görülmektedir.

Tabii, kendisine özel zaman ayıran ve tatilini olabildiğince keyifli geçirmeye odaklanan kişilerde bu “tatil etkisinin” daha da uzun devam ettiği belirtilmektedir.

Tatil yapmama veya yetersiz tatil bireyleri tükenmişlik sendromuna davet eder. Bu sendrom ise psikolojik olarak depresyon, kaygı bozuklukları gibi bozukluklara zemin hazırlayabilir. Bireyler bilmelidir ki bedenlerinin ve ruhlarının molaya ihtiyacı olduğunu haber vermektedir. İş hayatından tamamen soyutlanarak yapılan bir tatil ise bu duyguları yüksek oranda azaltır. Kişilerde tatilin verdiği motivasyonla birlikte tatil sonrasındaki iş performansında artış görülmektedir. Bu yüzden yılın belli ve kısıtlı zamanı tatil yapmak, mümkünse yaşanılan şehirden uzaklaşmak, seyahat etmek insana çok farklı ruhsal ve bedensel olarak taze bir enerji kazandırır ve iş yerinde de verimi artırır.

Peki tatil nasıl olmalı?

Tatil herkes için farklı anlamlar barındırır. Tatil denilen şey bireyi psikolojik olarak rahatlatıp, dinlendirirken sonrası için de bireyde motive hali yaratmalıdır. Burada önemli olan ise kendimizi tanıyıp gerçekten dinlendirici ve motive edici tatil planını oluşturabilmektir. En büyük yapılan hata tatilden çok fazla beklentiye girip her şeyi planlamaya çalışırken tüm bunlara yetişemeyip daha da yorulma olmaktadır. Ruh ve beden sağlığını koruduğu bilimsel olarak da kanıtlanan tatil, iyi planlanmadığında depresyona neden olabilmektedir.

Peki tatilinizi nasıl planlamalısınız?

Tatile gidiş amacınızı belirleyin; sizi hangi açıdan dinlendirecek düşünün.
Eğer aileniz ile bir tatil yapmayı düşünüyorsanız aile üyelerinden beklentilerini öğrenin, herkesin tatil ihtiyacı farklı olabilir.
Karar verirken sizin için uygun olmayacak mekanlardan kaçının.
Tatilinizin mükemmel, sorunsuz geçmesi gerektiği fikrinden kaçının.
Günlük sorunları bir süreliğine rafa kaldırmak ve kendinize vakit ayırmak üzere bir plan yapmaya çalıştığınızı unutmayın.
Yaşam koşturmasında bir nefes almak için küçük molalar verin, yani tatiller yapın. Hayatta kalmanın, dünyaya adapte olmanın getirdiği çeşitli stres, kaygı, yaşam telaşını biraz kenara bırakın, zihninizi dinlendirin. Tüm bunlar yaşam kalitenizi arttıracak ve yaşamda koştururken daha dinç olmanızı sağlayacaktır.