‘Uyusun da Büyüsün’
Uyku, insan ömrünün üçte birini kapsarken, genel sağlığın da önemli bir göstergesidir. İnsan yaşamında, hem psikolojik hem de fizyolojik olarak önemi büyük olan uyku, doğumdan ölüme dek var olan bir süreçtir. Uyku, merkezi sinir sistemi ve organizmanın diğer tüm sistemlerinin sağlıklı işleyişi için önemli etkilere sahip bir gereksinimdir. Uyku yoksunluğu ise ciddi fizyolojik sonuçlar doğurabilmektedir.
Öğrenmenin en hızlı olduğu ve beyin gelişimi için önemli süreçleri barındırması özelliğiyle de bebeklik dönemi (0-2 yaş arası), insan yaşamında büyüme ve gelişme için önemli durumları kapsadığından, kritiktir. Tüm gelişim alanlarına ilişkin çerçeve bu dönemde çizilmektedir ve bu dönemde yaşanan olumlu ya da olumsuz olayların izlerinin geleceğe de aktarıldığına dair bilgiler mevcuttur. Dolayısıyla bu dönemde, bebeklerin temel fizyolojik ihtiyaçlarının doğru şekilde karşılanması da önemli olmaktadır.
Bebek ve çocuk gelişiminde uyku, beslenme kadar önemli bir yere sahiptir.
Uyku çocukların sağlıklı büyüme ve gelişmesindeki en önemli etkenlerden biridir. Erken çocukluk dönemi boyunca çocuğun güvenlik, bakım, duygusal sıcaklık, uyarıcı çevre, kendini gerçekleştirme gibi temel ihtiyaçlarından birisi olan uyku aynı zamanda çocuğun günlük rutinlerinin de önemli bir parçasıdır. Uyku, organizmanın dinlenmesine ve yenilenmesine olanak veren bir zaman dilimi olmakla birlikte, yeme gibi doğal bir gereksinim ve beyin tarafından programlanan nörofizyolojik bir durumdur. Bu nedenle, bebekler için “uyusun da büyüsün” denilmektedir. İyi uyuyan bebek, aynı zamanda iyi beslenir, buna bağlı olarak da sağlıklı bir büyüme süreci geçirir.
Uykunun Çocuklar için Önemi
Vücudumuzun ve zihnimizin yenilenip sağlıklı işleyebilmesi için iyi ve kaliteli bir uyku düzenimizin olması gerekiyor. Özellikle bebeklerin uykusunu ayına göre doğru saatlerde ve doğru oda koşulları altında alması bebeğin gelişimi için oldukça önemli. Doğru koşul ve saatte uyuyan bebekler daha çabuk öğrenirler, daha huzurlu, dikkatli, sağlıklı ve mutlu olurlar.
Bir yenidoğan dünyada tanımadığı pek çok uyaranla karşılaşmaktadır. Bu yoğun uyarıcıların en aza indiği, ona rahatlama aralığı sunan durum ise, uyku olmaktadır. Birçok araştırmada, uykunun bebeklerdeki stresi azalttığı bulunmuştur.
Uykusunu almış bir bebek, dinlenmiş, huzurlu, dikkatli, beslenmeye ve oynamaya hevesli, sosyal etkileşimde bulunmaktan hoşnut ve fiziksel olarak daha dinç ve güçlü olmaktadır . Aynı zamanda uykunun, bebeğin sağlık durumunu ve bakım veren-bebek etkileşimini de pozitif yönde etkilediği bilinmektedir. Çünkü huzurla uyuyan bebek sağlıklı olur, uyuyan bebekleri ebeveynleri de dinlenmeye vakit bulur.
Çocukların her türlü gelişimleri (fiziksel, bilişsel, duygusal) , akran ve öğretmen etkileşimleri, günlük hareketliliği ve yapmış olduğu davranışları da yetersiz bir uykudan etkilenmekte ve çocuğun gerçek potansiyelini yansıtamamasına sebep olmaktadır . Bu gibi nedenlerle, yenidoğanın uykuya olan ihtiyacı, büyük bir çocuktan veya bir yetişkinden daha fazladır.
Uyku Eğitimi Nedir?
Uyku eğitimi, bebeklere ve küçük çocuklara emzirmeden, sallamadan, kucakta gezdirmeden ya da herhangi bir destek olmadan kendi kendilerine nasıl uyuyacaklarını öğretmektir. Bununla da beraber gece boyunca daha az kesintili ve kaliteli uyku uyumalarını sağlamaktır. Aslında sağlıklı olmayan uyku alışkanlıklarını, sağlıklı uyku alışkanlıklarıyla değiştirmektir.
Her bebeğin uyku rutini ve düzeni birbirinden farklılık gösterir. Bazı bebekler rahatça, destek almadan ve çoğu gün aynı saatlerde uykuya dalarken, bazı bebekler için bu neredeyse imkansızdır. Hem uykuya geçmede hem de uyku düzeninde sıkıntı yaşayan bebekler için uyku sürecini daha kolaylaştırmak gerekebilir. Onlar yol gösterilmesine ve yardım edilmeye ihtiyaç duyarlar. İşte bebeklerde uyku eğitimi bu noktada devreye girer.
Uyku Eğitimi elbette bir zorunluluk değildir. Ailenin tercihine göre uygulanır. Çoğu zaman bir yöntem uygulamaya gerek kalmadan sadece bebeğin temel uyku prensipleri yerine getirildiğinde sorun ortadan kalkar.
Özellikle yenidoğan döneminden itibaren başlayarak bebeğiniz için aşağıda belirtilen temel noktalar ışığında, ona bir uyku düzeni sağlarsanız, bebeğinizin hem fiziksel ve hem de zihinsel olarak daha da sağlıklı bir gelişim içinde olacağını görebilirsiniz.
YATMA KALKMA SÜRESİNİ UYGUN AYARLAMAK
Gece 22:00’de yatan bir bebek, 20:00-21:00 saatleri arasında uykuda salgılanan faydalı hormonlardan yararlanamayacaktır. Aynı şekilde, sabah geç kalkan bir bebek de hormon salgılanmasının durduğu saatlerde uyuyor olacak ve günlük düzeni de ileriye kayacağından, akşam yatış saati yine gecikecektir.
UYANIKLIK SÜRELERİNE UYUN
Bebekler, uykuları geldiğinde esnemek, kulak çekiştirmek, göz ovuşturmak gibi, her bebekte kendine özgü olmak üzere, bazı uyku işaretleri verirler. Bu işaretlere ve uyanık kalması gereken sürelere dikkat ederek yatırılan bebeğin, uykuya çok daha rahat dalabildiğini ve daha verimli uyuduğunu gözlemleyebilirsiniz.
DÜZEN
Bebekler, düzeni çok sever ve bir sonraki adımın ne olduğunu bilmek isterler. Bu düzen içinde de kendilerini daha güvende ve huzurlu hissederler. Bebeğinize, gün içinde uyanıklık sürelerini dikkate alarak bir uyku düzeni oluşturmalı ona göre de beslenme ve aktivite zamanlarını organize etmelisiniz.
UYKUYA HAZIRLIK
Hem gündüz hem de akşam uykularından önce rutinler uygulayarak, bebeğinize uyku zamanı geldiğinin işaretini vermeli ve onu uykuya hazırlamalısınız. Her gün aynı şeyleri yapmanız bebeğinizi sakinleştirir ve uyku zamanı geldiğini çağrıştırır.
İDEAL ORTAM
Oda sıcaklığı 20-22 derece olmalıdır. Gündüz ve gece uykularında oda karanlık olmalı (melatonin salgılansın). Diğer vakitlerde aydınlık olmalı. Uyku arkadaşı var ise sadece uyku zamanında yanında olmalı.
AKTİVİTELER
Gün içinde yeterli miktarda hareket eden çocuklar, daha rahat uykuya dalarlar, daha iyi ve uzun uyurlar. Uyku saatlerine yaklaştıkça daha sakin aktiviteler yapmayı öneriyoruz. Aksi takdirde aşırı uyarılma olur.
Uyku Eğitimine Ne Zaman Başlayabilirim ve Basamakları Nelerdir?
Sıcacık anne karnından çıkmış bebek doğduktan sonra da o sıcaklığı arayacaktır. Bundandır ki sürekli uyanmalar olmaktadır. Anneler yeni düzene adapte olurken zorluk yaşayabilmekte ve bu sık uyanmalar yorgun düşmelerine, uyku ihtiyaçlarının karşılanamayıp annelerin mutsuzlaşmasına neden olabilmektedir. Uyku eğitimine hem anne ve baba hem de bebek hazır olduğunda başlanmalıdır.
Bebeklere 4. aydan sonra uyku eğitimi verilebilir. Bebeğin Kendini Sakinleştirme Becerisi” doğumdan 4-5 ay sonra gelişmesine İHTİYACI VARSA destek vermek üzere odaklanılması gereken bir konudur. Öncelikle anne ile ilk aylar kurulan bağın sağlam ve kesintisiz yaşanmış olması beklenir. Anne ilk aylarda emzik, kundak, sallama, sarmalama ve emzirme ile bebeği sakinleştirir. Yeni doğan bir bebeğiniz varsa ve destekle uyuyorsa bu konuda tedirgin olmamanız gereklidir; ancak 6. aydan sonra adım adım uyku eğitimine başlayabilirsiniz. 6. Aydan sonra çocuk duygu yönetimini yapmaya başlayabilmekte; ağlamalarını ya da endişelerini kendilerini kontrol edebilmektedir. Bu sebeple en önemli noktalardan biri bu eğitime erken başlamamanız gerektiğidir. Yenidoğan bir bebeğe herhangi bir uyku programı uygulamaya çalışmayın.
Yenidoğan bebeğiniz her birkaç saatte bir beslenme ihtiyacı duyar ve sık ve kısa aralıklarla uyuması tamamen normaldir.Tipik olarak 3 ay civarında daha düzenli uyumaya başlarlar ve gece beslenmelerini azaltırlar. Ve 4-6 ay arasında bebekler uyku eğitimi için hazır olurlar ve geceleri 8-12 saat kadar uyuyabilirler.
Bebekler ve küçük çocuklar kendi uyku düzenlerinin oluşumunda büyük ölçüde ebeveyne bağımlıdır. Ebeveynlerin, yaklaşık 4-6 ay sonra çocukların doğal ve sağlıklı uyku süreçleri geçirebilmelerini destekleyici yöntem ve uygulamaları, uyku alışkanlıkları kazanımını, uyku düzenini ve davranışlarını etkilemektedir. Ebeveynlerin uyku düzeni sağlamada kullandığı yöntemler arasında olan uyku öncesi rutinleri, tutarlı şekilde uygulandığında, çocukta pozitif bir uyku davranışı oluşumunu sağlamaktadır.
Elbette her bebek farklıdır. Bazıları daha erken bazıları daha geç hazır olurlar. Bazıları diğerleri yapamazken günde yedi saat kadar uyuyabilirler. Uyku eğitimine başlamadan önce bebeğinizde onun uykusunu etkileyebilecek herhangi bir sağlık sorunu olmadığından emin olun. Ardından seçtiğiniz yöntemi uygulayın ve bebeğinizin nasıl tepki verdiğini izleyin. Eğer bebek fazla direnç gösteriyor ve işler kötüye gidiyorsa bırakın ve yeniden denemeden önce bir iki hafta bekleyin.
Dikkat et!
Öncelikli olarak bu eğitime hazır hale gelmesi önemlidir. (gündüz uykularının düzenli olması ve uykuya geçmeden önce bir uyku rutini oluşturulmasıyla)
Uyku eğitimine başlarken, mutlaka odasında zevkli zaman geçirmeye çalışın. Yatakla hiç tecrübesi olmayan bir çocuk bunu odaya karşı yaşadığı endişe ile bağlantı kurmamalıdır.
Çocuğunuzu bir anda yatağa bırakıp çıkmamanız gerekir. Alıştırarak ayrılma sürecinde bebek hem terk edilmişlik hissi taşımamakta, hem de siz yanında ona güven vermeye devam etmektesiniz.
Bebeğinizi yatağa koyduğunuz da siz de yatağın yanına, bebeğin size dokunamayacağı bir mesafede ama yatağa en yakın noktaya oturmalısınız. Bebeğiniz hemen ağlamaya başlamıyorsa yani kendini oyalayabiliyorsa, sorun yok demektir. Ağlıyorsa ya da mızmızlanıyorsa hem sesle, hem de dokunarak ona destek olmalısınız. Sakinleştiği anda yatağa tekrar geri koymalısınız. Bu süreçte en önemli nokta tutarlı olmaktır. Tutarsız bir davranış bu süreci uzatacaktır.
Sürecin en önemli detayı, kendi başına uyumayı öğrenene kadar asla tek başına bırakmayın. Bu aşamalı geçiş sayesinde çocuk ve ebeveyn arasındaki güven bağı zedelenmemiş olacaktır.
Uyku Eğitimi İçin Seçeneklerim Nelerdir?
Bebeğinizin nasıl bir düzen içinde uyumasına istediğinize karar vermeniz gerekiyor. Yaşantınız, sizin istekleriniz, yapabilecekleriniz ve bebeğinizin yapısını iyece gözden geçirip uyku işine girmelisiniz. Tabi eğer istiyorsanız.
‘Tutarlılık ve Sabır’. Ailelerin tutarlı olması başarılı uyku eğitiminde çok büyük bir önem taşıyor. Aile tutarlı ve sabırlı olduğu sürece uygulanan her yöntem bebeğe özel hazırlanan plan ile birlikte başarıyla sonuçlanır. Bu süreçte tutarlı olmak, pes etmemek istikrarlı olmak ve herkesin aynı şekilde davranması çocuğun içinde bulunduğu bu geçiş sürecinin daha kolay olmasını sağlar. Tabii ki bebeğin ya da çocuğun endişesi her şekilde yükselecek ve 3 ya da 5 dakikalığına da olsa ağlayacaktır. Bu süreçte çocuğunuz o duyguyu yaşarken bebeği kendi başına yalnız bırakmamak oldukça önemlidir.
Hayatınızın bir parçası haline getirebileceğiniz ve kararlı şekilde uygulayabileceğinizi düşündüğünüz bir yöntem seçin başarı şansınızı arttırın.
Kim West – Kontrollü uzaklaşma yöntemi
Özellikle bebeğini ağlatmak istemeyen ebeveynlerin tercih ettiği bir yöntemdir. Genellikle 6 aydan büyük çocuklar için öneriliyor.
Bebeğinizi rutin bir şekilde, uykulu ama uyanıkken yatağına yatırın.
Beşiğinin yanına bir sandalye koyun.
Bebeğinizin ağlamasına fırsat vermeden onu sevin ve okşayın. Uykuya dalacak gibi olduğunda hareketlerinizi azaltın.
Bu yöntemin ilk üç gününde bebeğinizin yanından hiç ayrılmayın. Her gün sandalyenizi bebeğinizin yanından biraz daha uzaklaştırın.
Bebeğiniz çok ağladığında onu kucağınıza alın, sakinleştikten sonra tekrar yatağına yatırın ve siz de sandalyenize geri dönün.
Bir iki hafta sonra bebeğiniz kolayca uykuya dalacak, siz de yanında fazla beklemeden odadan çıkacaksınız.
Tracy Hogg yöntemi
Annenin her zaman bebeğin yanında olduğu ama ayrı uyuması gerektiği uyku eğitimini savunur.
Bebeğinizi uyku saatinde yatağına yatırın.
Bebek ağlamaya başladığında onu kucağınıza alın, sustuğu anda yatağına geri koyun. Bu sırada bebeği sallamayın ya da onunla konuşmayın.
Bu yöntemi bebek uyuyana kadar tekrarlayın. Defalarca yapmanız gerekebilir. Her bebekte bu sayı farklılık gösterebilir ancak gün geçtikte Tracy Hogg yöntemine harcadığınız süre azalacaktır.
Ferber Yöntemi
Kontrollü-kademeli ağlatma yöntemidir. Bu yönetmede bebek uyanıkken yatağa bırakılır ve uyuması beklenir. Bebek ağlayacak olursa her geçen gün kademeli olarak arttırılarak ağlamaya geç cevap vermeyi temel alır.
Dr. Sears Yöntemi
Ağlamanın bebeklerde stres oluşturduğu ve bunun sonucunda kan basıncının arttığı gerçeğine dayanarak ağlatmadan uyku eğitimini savunur.
Bebeğinizi gün içinde sık sık kucaklayın, gününü mümkün olduğu kadar huzurlu hale getirin.
Yatmadan önceki zaman için bebeğinizi sakinleştirecek banyo ya da beslenme gibi bir rutin belirleyin ve bunu tutarlı şekilde sürdürün.
Bebeğinizle aynı odada uyuyun ve uykuya dalıncaya kadar yanında durun.
Uyumadan hemen önce tok olduğundan emin olun, böylece gece açlık sebebiyle uyanmaz.
Bebeğiniz hafif uykuya geçtikten yaklaşık 20 dakika sonra derin uykuya geçer. Hafif uykudan uyanarak uykuya geçiş süresinin uzamaması için yalnızca derin uykudayken yanından ayrılın.
Gece boyunca uyanırsa, derin uyku aşamasına dönene kadar hafif ve ritmik hareketlerle kucağınızda tutatarak uykuya geçmesini sağlayabilirsiniz.
Rahatlayın!
Çağımızdaki beklentilerin aksine 0-2 yaşta kesintisiz uyku yoktur. Bazı çocuklar doğuştan iyi uykuculardır ama bazıları daha mızmız, çabuk uyanan ve uykuya dalmak için daha fazla ilgiye ihtiyacı olan çocuklardır.
• Her çocuk farklıdır. Hatta aynı ailedekiler bile. Eğer ilk çocuğunuza uyguladıklarınız diğeri için işlemiyorsa yeni fikilerin zamanı gelmiş demektir.
• Tek bir yönteme bağlı kalmak zorunda değilsiniz. Herhangi bir yaklaşımın size uygun olan ve bebeğinizde işe yarayacağını düşündüğünüz bir tarafını alıp kullanabilirsiniz.
• Bazen sağduyu en iyi “yöntem”dir. Aileler sıklıkla kendi yollarını bulurlar. Eğer işe yarıyorsa neden bırakasınız.
Eğer mevcut düzen konusunda mutlu değilseniz, bebeğiniz huzursuz, uykusuz, yorgunsa ve bu tüm ailenizi etkiliyorsa o zaman tercihinize göre sağlıklı uyku alışkanlıkları kazandırmak gerekir. Uyku eğitimine başlamak istiyorsanız fakat nasıl bir yol izleyeceğinizi bilmiyorsanız İsmer Aile Danışma Merkezi olarak uzman desteğiyle bu süreci yönetmede yanınızdayız.
Akar A. S., 0-2 Yaş Aralığındaki Bebeklerin Uyku Düzenini Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi, İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, 2020, Yüksek Lisans Tezi
https://ilkadimlarim.com/bebeklerde-uyku-egitimi