KAYIP VE YAS

Hayatta kayıplar her zaman ve farklı şekillerde gerçekleşir. Bu gerçek her birey için geçerlidir. Yas ise sevilen, değer verilenlerin kaybı sonrası görülen doğal bir tepkidir. Zorlayıcı ve streslidir. Genelde bir kişinin kaybı sonrası yas süreci akla gelir. Fakat iş, sağlık, statü, ilişki, evcil hayvan veya bir meslekte kaybedilir ve sonrasında yas tutulabilmektedir. Burada önemli nokta değer verilen bir varlığın yokluğunun yaşanmasıdır.

Kaybedilen ne olursa olsun yas, çok normal ve yaşanması gereken bir süreçtir. Bu nedenle ciddi bir durum söz konusu olmadığı müddetçe dışarıdan müdahale edilmemesi, aksine yaşanmasına izin verilmesi gerekir. Yas tutmanın doğru ya da yanlış yolu yoktur. Kesin kuralları da yoktur. Tepkiler kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte, bu süreçte insanların verdiği başlıca tepkiler genel hatları itibariyle benzerlik göstermektedir.

Bu ortak belirtiler;

Fiziksel belirtiler; Nefes alamama, boğulacakmış gibi olma, her an tetikte olma hali, iştah artması/ azalması, çabuk yorulma, kaslarda seyirme, çarpıntı, baş ağrısı gibi
Duygusal belirtiler; Şok, üzüntü, öfke, suçluluk, kaygı, korku, yalnızlık, yorgunluk, çaresizlik, isteksizlik, umutsuzluk, sıkıntı, güvensizlik, ilgi kaybı gibi
Bilişsel belirtiler; İnanmama, dikkat dağınıklığı, hatalı/çarpık düşünceler, unutkanlık, rahatsız edici düşünce/rüya, kararsızlık, bellek sorunları, pişmanlık gibi ve
Davranışsal belirtiler; Dikkatsizlik, uyku ve iştah problemleri, alkol ya da madde kullanımı, sosyal çevreden veya kaybedileni hatırlatıcı uyaranlardan kaçma, amaçsız bir aşırı hareketlilik, kendini tamamen başkalarına yardıma adayarak kaybın acısından kaçınma, ölen kişinin eşyalarına, bulunduğu yerlere aşırı yönelme veya bunlardan uzak durmaya çalışma, mezara sık gitme veya gidememe, cinsellikle ilgili değişikliklerdir.
Yas geri döndürülemeyecek bir kayıp karşısında verilebilecek en doğal tepkidir. Bu doğal tepkiye müdahale edilmemesi gerekir. Yas tepkileri depresyon semptomlarına çok benzediğinden kayıp yaşayan kişinin yas dönemi, çevresi tarafından sorun olarak görülebilir. Yas ve depresyon arasındaki en büyük fark, yas sürecinde kişi depresyon belirtileri gösterse bile destek bulduğu zamanlarda bu etkilerde azalma gözlenmesi ve bu belirtilerin zaman içinde azalarak bir süre sonra da ortadan kalkmasıdır. Depresyonda ise zaman geçtikçe duygularda hiçbir değişiklik yaşanmaz.

YAS SÜRECİNİN 5 AŞAMASI

İnsanlar kendilerini ölüme yaklaştıran veya travma yaratabilecek etkide olan herhangi bir haber aldıklarında ya da sevilen bir kişinin/durumun kaybından sonra 5 aşamadan geçiyorlar. Birçok araştırmacı yas ile baş etme sürecinde kişilerin değişik evrelerden geçtiklerini öne sürmüşlerdir. Araştırmalar bu evrelerde yaşanan duyguların niteliği, sırası ve yoğunluğunun bireyler arasında büyük farklılıklar gösterdiğini belirlemişlerdir.

1. İnkâr

2. Kızgınlık/öfke

3. Pazarlık

4. Depresyon

5. Kabullenme

İNKÂR

Aşırı üzüntü çeken kişi kaybı bir türlü kabullenmek istemez. Kişi yaşanılan kaybın ardından gerçeği görmezden gelerek hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder. Kaybedilen kişi/şey hala hayatındaymış gibi alışkanlıklarını değiştirmeden yaşamını sürdürür. Sadece davranışlarında değil düşünce ve sözlerinde de durum böyledir.

ÖFKE/KIZGINLIK

Gerçekle yüzleşen ve kayıp için bir şey yapamayan kişi öfke duymaya başlar. Kaybedilene ‘neden beni bırakıp gittin’ diyerek öfkelenebilirken, ‘bu haksızlık neden benim başıma geldi’ diyerek direkt duruma da öfkelenebilir. Huzursuzluk, korku ve heyecan, konsantrasyon güçlüğü, ilgi duyulan ve keyif alınan şeylere yönelik isteksizlik görülebilir.

PAZARLIK

Diğer dönemlerden çok daha sakin geçen bir evredir. Çaresizlik duygusuyla da birlikte zamanı geriye alabilme benzeri hayaller kurarlar. Yaşanılan öfke sonrası kişi yaşadığı duygu yoğunluğunu hafifletmek ve kabul edilebilir bir aşamaya getirebilmek için kendisiyle, çevresiyle ya da dualar aracılığıyla pazarlık yapmaya başlar.

DEPRESYON

Kişi artık tamamen gerçekle yüzleşmiştir. Elinden hiçbir şey gelemeyeceğini farketmiştir. Ümitsizlik ve çaresizlik duyguları ortaya çıkar, buna bağlı olarak yorgunluk-bitkinlik, isteksizlik ve ilgi kaybı ön plandadır.  Ağır bir ruhsal çöküntü yaşamaya başlar. İnsanlarla etkileşime geçmekten kaçma, iştah bozukluğu, uyku düzensizliği, içe kapanma, iş, eğitim hayatının sekteye uğraması, öz bakımı aksatma, kimseyle görüşmek istememe bu dönemde sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Kişiden kişiye yaşanılan depresyon şiddeti farklılık gösterir.

KABULLENME

Kişi artık kaybı kabullenir. Kayıp öncesi yaşantısına dönmek için yaşamını yeniden düzenlemeye başlar. Hayatla tekrardan bağ kurmaya başlar.

Tüm bu aşamaların yukarıdaki sıralamayla gitmesi gerekmez. Aşamaların sırasında değişiklikler görülebilir. Yas sürecinin ne kadar süreceği, şiddetinin ne olacağı, kişinin nasıl etkileneceği, 5 evrenin ne şekilde yaşanacağı başta kişinin kişilik özelliklerine, kültürel etkenlere ve kaybedilen kişinin yakınlık derecesine göre farklılıklar göstermektedir.

6 AYDAN SONRA HÂLÂ NORMAL HAYATA DÖNEMİYORSA DİKKAT

Yas sürecinin ileri dönemlerinde bu yaşantıların sürmesi patolojik yasın belirtisi olabilir.

Patolojik yas; Kayıp sonrası bireyin yasını sağlıklı şekilde yaşayamadığı durumlarda görülür. Kaybın üzerinden 6 aydan fazla geçmesine rağmen bireyin hâlâ iş, okul, günlük yaşam veya sosyal yaşam alanlarında bozulmalar yaşamaya devam etmesidir. Uyku ve iştahta bozulmalar görülebilir. Kaybedilen kişi ile ilgili yoğun düşünceler, üzüntü ve umutsuzluk duygularıyla baş etmede sıkıntı yaşanır. Kişi ölen kişi ölmemiş gibi davranabilir. Bazen de yaşadığı acılara son vermek adına intihar düşünceleri akla gelebilir. Bazen de hissedilenin tam tersi, çok neşeli ya da uygunsuz davranmak kişiyi rahatsız edebilir.

Patolojik yas yaşam kalitesini de bozduğundan dolayı İsmer Aile Danışma Merkez olarak yas sonrası ortaya çıkan bu gibi durumlarda mutlaka bir uzmandan yardım alınmasını öneririz.

Yaslı kişiler için öneriler ve dikkat edilmesi gerekenler

Yasın emek gerektiren bir süreçtir. Yas sürecini tanıyın.
Sabırlı olun ve bunun bir süreç olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Yası yaşayın, tepkilerinizi ve duygularınızı kabul edin.
Gelen duygularınızı yaşamaya izin verin. Ağlamak istiyorsanız, ağlayın!
Herkesin bu süreci faklı şiddetlerde, farklı biçimlerde geçirebileceğini unutmayın.
Bu süreçte tek başınıza kalmamaya çalışın, çevrenizdekilerden uzaklaşmayın. Güvendiğiniz, sizi anladığını düşündüğünüz birisiyle iletişimde kalınız.
Size yardım etmek isteyenlere izin verin.
Sosyal desteğin ve aile desteğinin önemini unutmayın, temasınızı güçlendirin!
İş, okul gibi sorumluluklarınızdan kopmayın, devam etmek için destekleyin. Sosyal aktivitelerinize devam etmeye çalışın.
Yaşamınızda değişiklik yapacak ani kararlar vermeyin (örneğin taşınmak vs.)
Beslenme ve uyku düzeninize özen göstermeye, yapabildiğiniz derecede eski rutininizi korumaya çalışın.
Unutmak için, bazı şeyleri hatırlamamak için kendinizi zorlamayın. Eğer ki bir ölümden bahsediyorsak ölen kişi hakkında konuşun, duygularınızı dile getirin.
Eğer ki bir ölümden bahsediyorsak cenazeye katılarak, duasına giderek, mezar ziyaretinizi gerçekleştirerek yani yas törenlerine katılarak kaybı kabullenin.
Anlık rahatlamalar için alkol ve madde kullanımından uzak durun.
Kaybın ardından ortaya çıkan belirtilerin şiddetinin arttığı, beklenenden uzun sürdüğü, yaşamınızı işlevsizleştirdiği durumlarda bir uzmandan destek almanızı tekrardan hatırlatmak isteriz.