Bayramlar, çocukluk hafızasının en renkli, en kalıcı parçalarındandır. Hele ki bayram sabahları… Yeni kıyafetler, kalabalık sofralar, harçlıklar, gelen-giden misafirler… Ama Kurban Bayramı, çocukların zihninde biraz daha karmaşık bir yer kaplar. Çünkü bu bayramda, neşenin ve paylaşımın yanında anlamaya çalıştıkları, hatta bazen korktukları bir başka gerçek de vardır: kurban kesimi.
Küçük bir çocuk için kurban kesimi, korkutucu bir sahne olabilir. Çocuklar, hayvanları sevmeye ve korumaya yöneltilirken; onların bir anda kesiliyor olduğunu görmek, iç dünyalarında çelişkilere yol açabilir. Bu nedenle çocuklara Kurban Bayramı’nı anlatmak, sadece dini bir açıklama değil; aynı zamanda psikolojik bir hassasiyet de gerektirir.
Her şeyden önce çocukların sorularını ciddiye almak çok değerlidir. “Neden hayvan kesiliyor?”, “Canı acımıyor mu?”, “Biz niye böyle yapıyoruz?” gibi sorular karşısında geçiştiren, korkutan ya da cezalandırıcı bir tavır, çocuğun hem dini kavrayışı hem de duygusal gelişimi açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu sorular, çocuğun anlam arayışıdır. Cevaplarımız da buna uygun bir dilde olmalıdır.
Bir çocuğa Kurban Bayramı şöyle anlatılabilir:
“Bu bayramda insanlar, ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak için bir hayvan keser. Bu kesim, saygıyla ve dikkatle yapılır. Hayvana zarar vermek değil, onun sayesinde iyilik yapmak amaçlanır. Bayramın asıl anlamı yardımlaşmaktır.”
Bunun yanında çocuklar, bayramın sadece kesimden ibaret olmadığını hissetmelidir. Bayram; paylaşmak, birlikte olmak, sevdiklerini görmek, yardım etmek ve iyilik üretmekle ilgilidir. Küçük bir çocuk bayramı şöyle hatırlamalı: “O gün herkes gülümsüyordu. Annemle birlikte yardım paketi hazırlamıştık. Yeni kıyafetlerimi giymiştim. Babaannemlerimi ziyarete gitmiştik, kuzenlerimle oyunlar oynadık.”
İşte bu duygular, onun iç dünyasında merhameti büyütür.
Ebeveynler olarak yapabileceğimiz en kıymetli şeylerden biri de çocukları bayram hazırlıklarına dahil etmektir. Bir ihtiyaç sahibine birlikte paket hazırlamak, harçlığından bir kısmını bağışlamak gibi küçük davranışlar, onun içinde bayramın özünü yeşertir.
Kurban Bayramında Çocuklara Yaklaşım: Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Kurban Bayramı, yetişkinler için anlamlı bir ibadet ve paylaşım zamanı olabilir. Ancak çocuklar için bu bayramın anlamı her zaman net ve anlaşılır değildir. Özellikle gelişimsel olarak soyut kavramları tam anlamıyla kavrayamayan çocuklar için “kurban” kelimesi, zihinsel ve duygusal karmaşalara yol açabilir.
Çocukların kurban kesimini doğrudan izlemesine gerek yoktur. Bu sahneler, özellikle küçük yaş gruplarında duygusal travmalara neden olabilir. Bu nedenle onları korumak, izole etmek değil; görsel şiddete maruz kalmamalarını sağlamak anlamına gelir.
Çocuklar yaklaşık 11 yaşına kadar somut işlemler dönemindedir. Bu dönemde soyut kavramları (örneğin; adak, ibadet, paylaşma niyetiyle hayvan kesmek gibi) tam anlamıyla anlamlandırmaları beklenemez. Bu nedenle küçük yaştaki çocukların kurban kesimi sahnelerine tanıklık etmeleri önerilmez. Bu tür görüntüler, korku, üzüntü ve içsel çatışmalar doğurabilir.
11 yaş ve üzeri çocuklar içinse yaklaşım yine hassasiyet gerektirir. Eğer çocuk kurban kesimini izlemek istemiyorsa, zorlayıcı olunmamalıdır. İzlemek isteyen çocuklar için de bu isteğin altında yatan merak ya da duygular iyi değerlendirilmelidir. Çünkü çocuk bu sahneden etkilenmeyeceğini düşünse bile, duygusal bir iz bırakma ihtimali oldukça yüksektir.
Ayrıca çocukların kurban edilecek hayvanla duygusal bağ kurmasına izin verilmemelidir. Hayvana isim koymak, onunla vakit geçirmek gibi etkileşimler, sonrasında yaşanacak ayrılığı daha da zorlaştırır. Bu nedenle çocukların hayvanla ilişki kurmadan, mesafeli bir şekilde süreci anlamlandırmalarına yardımcı olunmalıdır.
Kurban eti konusunda da benzer bir hassasiyet gösterilmelidir. Çocuk yemek istemediğinde zorlayıcı bir tutum sergilemek yerine, bu duygunun arkasındaki düşünce anlaşılmaya çalışılmalı, zaman tanınmalıdır. Etin sembolik anlamı çocukla yaşına uygun şekilde konuşulabilir ama duygusal zorlamaya gidilmemelidir.
Son olarak, eğer çocuk bu süreçte üzülüyor, ağlıyor ya da yoğun duygular yaşıyorsa, onu hemen susturmaya çalışmak yerine, yasına alan açmak önemlidir. “Ağlama, bir şey yok” demek yerine, “Evet, bazı şeyler zor olabilir, senin duygularını anlıyorum” gibi cümlelerle destek verilmelidir.
Unutmayalım: Bayramlar çocukların duygusal dünyasında yer eden güçlü anılardır. Bu anıların güven, şefkat ve anlayışla şekillenmesi, onların ruhsal gelişimi için oldukça kıymetlidir.
Kurban Bayramı’nı çocuklara anlatmak, sadece bir ritüeli değil; bir değeri öğretmektir. Bu bayram, onlara korkuyu değil şefkati, şiddeti değil paylaşmayı, itaati değil anlamayı anlatalım. Çünkü çocuklar, bayramları neyle hatırlarsa içlerinde onu büyütürler.