Hayatımızda birçok şey farkına vardığımızda anlam kazanmaktadır. Bu bir eşya olur, bir fikir olur ya da bir insan olur. Farkına vardıktan sonra ise düşüncelerimize ait olumlu ve olumsuz değerlendirmeler yaparız. Olumlu düşünceler ruhsal ve bedensel sağlığınızı iyileştirirken olumsuz düşünceler tam ters etkiye sahiptir. Olumsuz düşünceler tüm bedeninizi olumsuz etkileyip, bağışıklık sisteminizi çökertip sizi hastalıklara açık hale getirebilir. Biz düşüncelerimizle kendimize hitap ederiz. Duyguları yaşayalım ancak bize zarar verecek yoğunluğa geldiğinde dur diyelim. Trafikteki kırmızı ışık gibi bizim de bir kırmızı ışığımız olsun. Olumsuz düşünceler başlayınca düğmesini kapatıp iptal edebiliriz. Hayal dünyasında yaşamak gerçeklerle ilişkinizi kesmek değildir bu. Ancak gerçekçi ve sağduyulu olmakla birlikte olumsuz düşünceleriniz olumlu ve yararlı olanlarla değiş tokuş yapabilirsiniz. Kendinizle ilgili olumsuz düşünceler sizi zayıflatır, güçsüz bırakır. Bazen düşünmek bile istemediğiniz korktuğunuz bazı düşünceler vardır ki onlar sizi hiç rahat bırakmaz. Yani düğmeyi kapatamazsınız ve kırmızı ışık da fayda etmez. O zaman bırakın aklınıza gelsinler ancak onlardan korkmamayı zamanla öğrenirsiniz. Çağımız insanının belli korkuları vardır. Bunların içinde ilk akla gelenler salgın, kanser, terör, ölüm, işsizlik, yaşlanınca başkalarına muhtaç olmak, parasız kalmak ve yakınlarını kaybetmektir. O zaman düğmeyi kapatın ve başka kanala geçin. Olumsuz düşünmek ve kendinizi yıpratmak zorunda değilsiniz. İnsan sezgisel olarak kendisine iyi gelmeyen düşünceleri ve olumsuz duyguları bilir. Bunlar sizin yaşama dönük motivasyonunuzu azaltır ve enerjinizi düşürür. Kendinizi onardıkça olumsuz duygu ve düşünceleriniz de azalacaktır. Bir yerden başlayıp bu döngüyü kırmanız gerekir. Kendinize bir sinyal sistemi kurabilirsiniz. Bu sistemle hayatınızı kontrol edebilir ve anksiyetenizin, korkularınızın üzerinden gelip duygularınızı kontrol edebilirsiniz.
Önce düşünüp sonra harekete geçin. Başarılı olmak ve yaşamınızı yönetmek sizin elinizde. Geçmişe takılı kalmadan bugünü yaşayın ve geleceğe umutla bakın. Eğer düşüncelerinizi eğitebilirseniz beyninizi ve kişiliğinizi de eğitmiş olursunuz. Düşüncelerinizi onarabilirseniz sonunda kişiliğinizi de onarmış olursunuz.
Yaşamak ve nefes aldığının farkında olmak ne büyük bir mutluluktur. Hiç düşündünüz mü? Her şeyi bir kenara bırakın, kendinizi unutun ve bir nefes haline gelin. İnanın ki bu şekilde olmak size çok iyi gelecek ve faydalanacaksınız. Bedeniniz yumuşayacak, rahatlayacak ve beyniniz yenilecektir. Farkında olmadan gevşeyip rahatlayacağınız zamanlar da vardır. Sevdiğiniz dostlarınızla geçirdiğiniz hoş zamanlar, sevdiğiniz bir müziği dinlerken ya da kendinizi zevkle izlediğiniz bir filme kaptırmışken, evinizde kedileriniz varsa onlarla oynarken, doğayla baş başa kaldığınızda etrafınıza hayranlıkla bakarken ve daha niceleri bu duruma örnek olabilir. Birbirini seven destek veren bir aileye ya da arkadaşlara sahip olmak insanı en çok rahatlatan huzur veren, yalnızlığını, çaresizliğini örten mucizevi bir güçtür.
Rahatlatmak için kendinize verdiğiniz olumlu mesajların da iyi olmanızda etkisi vardır. Düşünce gücünüz gevşeyip rahatlamak için kullanabileceğiniz bir yönünüzdür. Güzel bir söz, bir gülümseme, yolda karşılaştığınız birinin hal hatır sorması, çocuğunuzun okuldan terli ama heyecan ve enerji dolu gelip evi doldurması, eşinizin yaptığınız yemeği beğendiğini söylemesi, bir arkadaşınızın seni özledim nerelerdesin diye araması. Bunlar basit ancak mucizevi bir şekilde sizi rahatlatan, mutlulukla dolduğunuz durumlardır. Çevremde bu şekilde insanların varlığı az ya da hiç yok demeden önce siz bunları yapmaya karar verin. Siz yapmaya başladıkça size de bu şekilde davranıldığını göreceksiniz. Karşı taraftan beklemeden ilk adımı siz atın. Unutmayalım ki insanlar birbirinin yansımasını aktarır.