DEPREM VE ÇOCUK PSİKOLOJİSİ

Deprem yetişkinlerde olduğu gibi çocuklar içinde korkutucu ve başa çıkılması zor bir olaydır. Çocuklar depremin kendisinden korktukları kadar bu olayın hayatlarında yol açacağı sorunlardan, değişikliklerden ve belirsizliklerden korkarlar. Hayat rutinleri bozulmuş, fiziksel şartlar değişmiş, pek çok bilinmeyen zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Çocukların bu ani değişimleri anlamlandırmaları ve başa çıkmaları bazen zordur.

Yaşadığı ev fiziksel olarak artık olmayabilir ya da hasarın giderilmesi gerekebilir, bir süre okula gidemeyebilir, aileden, arkadaşlarından ya da tanıdıklarından birilerini kaybetmiş olabilir. Böyle bir felaketten sonra çocuğun yaşadığı psikolojik süreç davranışlardaki değişmelerle kendisini göstermeye başlar. Çocuğun öncesinde deprem ile ilgili bilgisi yoksa neler olabilir, hangi durumda ne yapmalıdır bilmiyorsa depremin yarattığı etki daha kalıcı ve kaçınılmazdır. Güven alanları hazırlıksız zarar gördüğünde bu durumla baş edebilme becerisine sahip değillerdir. Çocuğun yaşı, cinsiyeti, yaşadığı kültür, anne baba yaklaşımı, daha önce yaşadığı kayıplar bir bütün olarak yaşadığı travmayı etkiler ve şekillendirir. 

Anne babanın ya da çocuğa bakım veren yetişkinin afet karşısında gösterdiği tepkiler, çocukların yaşadığı olaya nasıl bir anlam vereceklerini ve bu durumla nasıl başa çıkacaklarını oldukça etkiler. Çocuklar günlük yaşam içinde anne babalarının tepkilerini izler, duruma ilişkin ipuçları yakalamaya çalışırlar. Örneğin; çocuk isteklerini yaptırmak için ağlıyorsa ebeveyn de daha fazla ağlamasına dayanamayarak isteğini gerçekleştirirse çocuk, anne ve babasının endişesini anlayarak daha sonra da istekleri yapılmadığında ağlamaya başlar. Özellikle kriz dönemlerinde çocuklar daha duyarlı hale gelirler. Yetişkinleri izleyerek  tepkilerinden, yüz ifadesinden ve ses tonundan olayın korkutucu olup olmadığına dair ipuçları alır ve ona göre davranır. Anne baba panik içimdeyse çocuk daha çok panik yaşar, aile durumu kontrol altına almaya çalışıyor ve bu durumu çocuğa olabildiğince az yansıtıyorsa çocuk bu süreci daha sağlıklı atlatır.

Deprem sonrasında çocuklarda sıklıkla karşılaşılan bazı davranışlar vardır. Bazı çocuklar bunların hiçbirini göstermeyebilir ve yaşadıkları sıkıntıyı fark etmeyebilir. Bazı çocuklarda ise bu davranışlar haftalar sonra ortaya çıkabilir.

Tekrar deprem olacağından korkar. (oturduğu koltuğun ya da yatağın  sallanması, uyku sırasındaki gürültü vb durumlarda aşırı korkar.)
Daha önce yapmadığı davranışları yapmaya başlar. (anne babanın yanından ayrılmak istememe)
Çok kolay ve sık huzursuz olma, ani ağlamalar
Aşırı hareketlilik
Saldırganlık gösterme
Sessizleşip içine kapanma, olaylar üzerine konuşmaktan kaçınma, yokmuş gibi davranmak
Gün içinde ya da geceleri altına kaçırmaların başlaması
Parmak emme, tırnak yeme vb. davranışlar
Yaşına göre daha bebeksi davranışlar gösterme
Herhangi bir hastalığı olmadığı halde karın ağrıları, baş ağrısı, beslenme bozuklukları ve kusma
Uyku düzeninde bozulma, kabuslar görme, sık sık uyanma, yalnız uyumama, tuvalete tek başına gitmemesi
Konsantrasyonda bozulma ve dikkatini verememe
Deprem sonrası çocuklara yaklaşım tarzı

Deprem sonrasında çocuklara nasıl yaklaşılacağı çok önemlidir. Yaşanan olaylar hakkında bilgi vermek onlara güven verir. Felaketi anlamasına yardımcı olunmalıdır. Çocuklar anlamadıkları şeylerden daha çok korkarlar. Çocuğa depremin ne olduğunu, nasıl oluştuğunu, ender olarak ortaya çıktığını, şimşek çakması ve gök gürültüsü kadar olağan bir doğa olayı olduğu anlatılmalıdır.  Bu felaketin kendi yaptıkları herhangi bir şeyle bağlantılı olmadığı ifade edilmelidir. Bu olayda suçunun olmadığını ve kendilerine verilen bir ceza olmadığı anlatılmalıdır. Depremin nasıl olduğunu anlatmak için animasyon videoları izletilebilir.

Yaşananlar hakkında yanlış bilgi vermeden ve bir şeyler saklamadan onların anlayabileceği bir dille konuşun. Konuşurken onunla göz hizasına gelin ve ellerini tutun. Sorularına doğru ve basit cevaplar verin. Neler olduğunu ve sonrasında neler yaşanabileceğini anlatarak onu hazır hale getirin, belirsizlik bir parça olsun netlik kazansın.

Çocuğunuzun neyi nasıl söylediğine dikkat edin; sesinin tonu ve yüz ifadesi, dudaklarındaki ve ellerindeki titreme gibi duygularını yansıtan jestlerine odaklanın. Yaşadığı duyguları sorun ve onu tekrar edin anladığınızı hissettirin. Verdiği tepkilerin anormal bir olaya karşı verilen normal tepkiler olduğunu ifade edin. Birlikte bu durumu aşacaklarını ve onun her zaman yanında olduğunuzu söyleyin.

Çocuğa ailesi ve yakınlarıyla güvende olduğu mesajını verin. Örneğin; ‘Deprem bazen daha tehlikeli hale gelebiliyor, başımızdan üzücü olaylar geçti. Şimdi güvendeyiz. Bu konu ile ilgili kişiler ve yardım kurumları bize bize yardım ediyor, bunları geçici bir süre yaşıyoruz. Birlikte olmamız önemli, seni seviyorum ve koruyacağım.’ gibi cümleler rahatlatıcı olacaktır.

Uykudan önce çocukla zaman geçirilmesi, eğer imkan varsa kaldığı yerin karanlık olmaması önemlidir. Kabuslar görebilir, bu son derece doğal bir tepkidir. Bununla birlikte çocuk iç dünyasında yaşadığı duyguları boşaltma imkanı bulur. Telaşa kapılmadan gördüklerini ve hissettiklerini anlatmasını isteyerek ona sarılın. Ancak korkulacak bir şey yok denilmemelidir, çocuk için korkulacak bir şey olmuştur ve bunun için suçluluk hissetmemelidir. Olanaklar ölçüsünde çocuğun gündelik alışkanlıklarını sürdürmesini sağlayın. Alışkanlıkların bir anda ortadan kalkması özellikle büyük yaştaki çocuklar için ciddi bir stres oluşturabilir.

Çocukların dikkatini bu felaketi yaşamış ailelere ve onlara yardımcı olmaya çalışan insanlara çekmeye çalışın, ona küçük sorumluluklar vererek kendisinin de yaşananları atlatmak için bir şeyler yapmasını destekleyin. Bu davranışlar çocuğun yaşadıklarıyla baş etmesi becerisini geliştirecektir. Sabır, kararlılık, çaba gösterme, sorunlarla başa çıkma gibi davranışlarınızla çocuğunuza örnek olmaya çalışın. Sizin davranışlarınızı ve mimiklerinizi çocuklarınız izleyecektir.

Deprem gibi bir afet sonrasında çocuklarda gözlenen uyum ya da travma bozuklukları ile baş etme de uzman yardımı gerekli ve önemlidir. Bu süreçte İSMER Aile Danışma Merkezi olarak yanınızdayız.