Bağımlılık denilince akla her ne kadar sigara, alkol gibi madde bağımlılıkları gelse de, olayın bir de davranışsal bağımlılık boyutundan bahsedelim. İnternet kullanımı… İnternet günümüzde en çok ihtiyaç duyulan, yaygın kullanıma sahip olan fakat kontrolsüz şekilde gereğinden fazla kullanılması önemli problem haline gelen bir durumdur. Hayatımızı kolaylaştıran bir güç bağımlılığa dönüştüğünde hayatı zorlaştıran bir faktöre dönmekte ve normal bir süreç anormalliğe doğru ilerlemektedir. Ve bu anormal eylemi normal algılama süreci, birçok insanın bağımlılık olduğunun farkında bile olmadan hayatını sürdürmesine neden olmaktadır. Her ne kadar etki anlamında aralarında fark olsa da süreç ve sonuç anlamında kimyasal bağımlıklarla eylemsel bağımlılıklar arasında bir fark yoktur. Hatta bir açıdan baktığımızda eylemsel bağımlılıklar kimyasal bağımlılıklardan çok daha risklidir. Çünkü kimyasal bağımlılıklar kolay gizlenememektedir. Oysa eylemsel bağımlılıklar çok kolay gizlenebilir, normal başlayıp sinsice ilerleyebilir.
İnternet bağımlılığı genel olarak internetin așırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında așırı sinirlilik hali ve saldırganlık olması ve kișinin iș, sosyal ve ailevi hayatının giderek bozulması olarak tanımlanabilir. Her yaş grubunda görülebilir fakat erişkinlerle karşılaştırılınca çocuk ve ergenler dürtü kontrolünde daha zorlandıkları için, daha çok risk altındadırlar. . Dönemsel özellikler açısından ergenlik dönemindeki çocuklar, bulundukları yaşın doğası gereği yoğun bir biçimde kimlik arayışı içindedir. İnternet, ergenlere istedikleri bir kimlikte görünme yada kimliklerini gizleme olanağı sağlamaktadır. Bunun sonucunda sanal ortam, gerçek ortamın yerini almakta ve gerçekçi bir kimlik gelişimi sekteye uğramaktadır. Ancak bu sanal sosyalleşme gerçek hayata yansımamaktadır.
Kimyasal bağımlılıklarda toplumsal farkındalık çok yüksek olduğu için toplum bunun karşısında durur. Ama eylemsel bağımlılıklara kötü alışkanlıktır, kendi kendine geçer diye bakıldığı için maalesef tedavi anlamında olması gereken noktada bulunulmamaktadır. Dolayısıyla bu noktalardan bakıldığında kimyasal bağımlılıklardan daha ziyade eylemsel bağımlılıklar kişiye daha çok zarar verebilmektedir.
İnternet bağımlılığı kişisel, aile, okul sorunları ve akademik başarıda düşmeye neden olur. Ama en belirleyici olan durum işlevselliğin bozulmasıdır. Yani kişinin okul başarısının düşmesi, işe performansının azalması, ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirememesi psikososyal işlevlerin bozulması bağımlılığın en önemli belirtisidir. Diğer belirtiler;
- Bağımlılık diyebilmek için sosyal medya dahil haftada 30 saat internet başında vakit geçirmek,
- Günlük rutin işleri yapmakta zorluk çekmek, sorumlulukları yerine getirmemek,
- Aileden ve arkadaşlardan kopmak, sanal sosyalliği gerçeğe tercih etmek,
- İnternet kullanımı konusunda sürekli kendini savunmak, diğerlerinden kullanımı gizlemek,
- İnterneti ruhsal ve duygusal sıkıntılardan kaçmak için kullanmak, bilgisayar başında kendini iyi hissetmek,
- İnternet başında olmayınca huzursuz hissetmek,
- İnternet başında zamanın kontrolünü kaybetmek,
- Gece geç saatlere kadar internette vakit geçirmek, uyku sorunları yaşamak,
Kısaca, birey internette vakit geçirmek için gerçek hayatından ödün vermektedir.
Çocuk ve Gençler Risk Altında
UNICEF’in yayımlamış olduğu bir raporda çocukların içerik, iletişim ve davranış riskleri olmak üzere çevrim içi ortamda 3 risk gurubuyla karşı karşıya kaldığı belirtilmiştir.
İçerik riskleri; pornografik ve şiddet unsuru içeren video/resim, sağlıksız veya tehlikeli davranış savunan sitelerle karşılaşma
İletişim riskleri; çocukların yetişkinlerle fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismara açık hale gelmesi
Davranış riskleri; ilk 2 riske katkıda bulunacak şekilde kaynak üretme, yayma
Çevrim içi ortam çocuk ve ergenler için güvenli bir ortam oluşturmamaktadır.
Evet bilgisayar ya da internetten kaçmak bu dönemde çok mümkün gözükmese de, çocuklarımızın erken ve yoğun teknoloji ile olan ilişkisi, mevcut yaş dönemlerinde elde etmeleri gereken diğer bilişsel ve gelişimsel becerileri kazanamamalarına sebep olmaktadır. Bu kazanımları elde edemediklerinden de sanal hayattaki başarı, gerçek hayata yansımamaktadır.
Yapılması gereken onun ne kadar süre internette olduğunun nasıl tespit edileceğidir. Aileler gidip gelmek ve kontrol etmekten yorgun düşmektedir. Ama olaya şu açıdan bakılmalıdır;
Çocuğunuz hasta olsa onu kontrol etmekten yorulur muydunuz?
NE YAPMAMALI?
- Bilgisayarı, tableti vs. çocukları susturmak, sakinleştirmek için asla kullanmayın.
- Kontrolsüz ve uzun süreli internet kullanımına izin vermeyin.
- Bilgisayarı çocuğun odasında bulundurmayın.
- Yemek saatinde bilgisayar başından kalkmayan çocuğa servis yapmayın.
- Kendiniz de teknolojik aletlerle çok fazla vakit geçirmeyin.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ !
- Çocuğun bilgisayar başında geçirdiği süre bir “hak” olarak değil; bir “ödül” olarak değerlendirilmeli ve çocuğa bu anlayış yansıtılmalıdır.
- Çocuğa sorumluluk bilinci aşılanmalıdır. Ne olursa olsun, öncelikle sorumluluklarını yerine getirmesi sağlanmalıdır.
- Bilgisayar ve internet kullanımı tamamen yasaklanmamalı, bunun yerine internette verimli zaman geçirme konusunda çocuğa yol gösterilmelidir.
- Bilgisayar dışındaki zamanların sanat, bilim vb. aktivitelerle doldurulması ve çocuğun sosyal açıdan aktif olması sağlanmalıdır.
- Anne-babaların kendilerinin internet ile olan ilişkilerini gözden geçirmeleri rol model olma açısından yararlıdır. Çocukla kaliteli vakit geçirmeye çalışılmalıdır.
- Günümüzde internet ve bilgisayarı tamamen yasaklamak mümkün değildir. Bilgisayarı söküp götürmek gibi uygulanamayacak kararlardan vazgeçmek gerekir. Bu yüzden kullanım sürelerini kontrol altına almak gerekir.
- Ebeveynler kendini kontrol etmeli ve soruna çok odaklanmamalıdır.
- Kullanımı kontrol altına almak için sıkı bir pazarlığa girilmelidir. Genç veya çocuk ‘ne kadar süre bilgisayar başında durabilir?’. Bu hususta çocukla ortak noktada buluşmak önemlidir. Çocukla her zaman iyi bir iletişim halinde kalınmalıdır.
- Anlaşma yazılı halde yapılmalıdır. Ne kadar süre bilgisayar başında kalınabileceği, ayarlanan süreye uyulmazsa hangi yaptırımların uygulanacağı, uyarsa kazanımının ne olacağı belirlenmelidir.
- Kullanım saatlerini değiştirin. Eğer ki çocuk oyun oynuyorsa 2 saatlik limitiniz yetersiz gelecektir ve uygulanmayacaktır. Çünkü online oyunları kazanabilme süresi uzundur. Bu yüzden günlük limit yerine haftalık kullanabileceği miktar belirlenmelidir.
- Haftalık internet kullanımı çizelgeleri hazırlayıp, uyulmasını sağlayın.
- Çocuğun kullandığı bilgisayarda güvenlik filtreleri kullanın.
- Çocuğunuzun çevrim içi ortamlarda güvende olmasını sağlayacak bilgi ve becerilerle donatılmasını sağlayın. ( paylaşım hassasiyeti, gizlilik ve kişisel verileri koruma, çevrim içi hoşgörü vb.)
- Hangi alanda yeteneği varsa, bu doğrultuda beceriler kazandıracak ortamı evde hazırlamaya çalışın. ( Örneğin resime ilgisi olan çocuğa boya malzemeleri alma gibi)
- Çocukları sosyal faaliyetlere, fiziksel aktivitelere yönlendirin. Arkadaşlarıyla doğal yollardan görüşmelerine yönelik yönlendirmelerde bulunun.
Çocukların internet ve bilgisayar kullanımları üzerindeki kontrollerini kaybetmesi ve bunları ölçüsüz olarak kullanmaya başlaması üzerinde durulması gereken ve psikolojik tedavi gerektirebilen oldukça ciddi bir sorundur. Eğer çocuk yapılan sözleşmelerden kaçıyor ve interneti eve/size tercih ediyorsa, o zaman aile içinde başka ve ciddi sorunlar var demektir. İnternet bağımlılığı bir sorun değil, sadece bir belirtidir. İsmer Aile Danışma Merkezi olarak asıl soruna odaklanmak adına bir uzman desteği almanızı öneririz.