Afet Durumundan Etkilenen Çocuklara Nasıl Yaklaşmalıyız

Afet insanları etkileyen; fiziksel, sosyal, ekonomik, psikolojik yönden olumsuzluklara yol açan, insanın normal yaşantısını ve davranışlarını kesintiye uğratan, imkanların yetersiz kaldığı baş edilemeyen teknolojik, doğal veya insan kaynaklı yaşanan olaylara verilen genel bir addır. Şu anda ülkemizin içinde bulunduğu durumda, insan kaynaklı afetlerden yangının toplumumuzu büyük bir üzüntü ve acıyla etkisi altında bıraktığına şahit olmaktayız.

Afetlerden sadece afet alanında bulunan, doğrudan maruz kalan insanlar canlılar etkilenmez aynı zamanda mağdurlarla bağı olanlar, yardım için afet alanında bulunan yardımseverler ve kitle iletişim araçları sayesinde medyadan haberdar olan bireyler etkilenmektedir. Afetler bizlerde fiziksel ve psikolojik izler bırakırken bundan en çok özel ilgi ve dikkat gerektiren çocuklar, ergenler ve yakın yaştaki gençler etkilenir. Her yıl dünya üzerinde milyonlarca çocuk ve genç doğal ve insan kaynaklı afetlere maruz kalmakta ve bu afetlerden farklı şekillerde etkilenmektedir.

Çocuklar yaş dönemlerine göre doğal afetlere farklı davranışsal tepkiler verirler. 0-1 yaş; temel güvene karşı güvensizlik çağıdır. Doğal afetten etkilenen annenin kaygı ve stresi çocuğu etkiler ve çocukta huzursuzluk, tedirginlik yaratır. 3-5 yaş çocuklarında; güvensizlik, korku ve şaşkınlık, olayı hatırlatan oyunları oynamama, olayı sürekli öykü gibi anlatma, doğal afetle ilgili ısrarla soru sorma görülebilir. 6-11 yaş çocuklarda; yetişkinlerin doğal afet karşısındaki acizliği karşısında büyüklere karşı güvensizlik oluşabilir, ebeveyne itaatsizlik veya aşırı bağlanma görülebilir. Ergenler; Ergenlik doğası gerekli zor bir dönemken bir de doğal afet gibi bir olaya maruz kalmak ergenlerde sonuçları depresyona kadar götürebilir. Özellikle etkilenme derecesine göre ilk haftalarda uyku bozuklukları, madde kullanımına yönelme, saldırganlık görülebilir.

Yaşadığı olay özellikle küçük yaş grubu çocukların ilk kez karşılaştığı ve anlamlandıracağı bir olaydır ve buna karşı herhangi bir davranış oluşturmamıştır. Bu yüzden çocuklar üzerindeki etkisini doğru değerlendirebilmek için afetin anne- baba üzerindeki etkisine bakmak ilk adım olacaktır.

Ebeveynlerin travmaya uğraması çocukların psikolojilerini olumsuz yönde etkiler. Bir yetişkinin belirsiz duygu durumu veya davranışı çocuğun kaygısını artırır. Psikolojik olarak iyi hissetmeyen ebeveynler çocukların o andaki duygusal ihtiyaçlarını görmekte sıkıntı yaşayabilir. Çocuklarda travma oluşmasına sebebiyet verebilir. Sağlıklı olmak demek sadece fiziksel bir problemin var olmaması demek değildir. Küçüklükten getirilmiş travmaların varlığının olmaması da sağlıklı birey tanımına girmektedir. Çocuklarda travmaların oluşmaması için de olayların doğru bir biçimde çocuk için anlamlandırılması gerekmektedir.

Tüm travmatik durumlara karşı çocukları hazırlamak mümkün değildir. Daha hazırlıklı olmaları, belirsizliklerle ve getirdiği kaygıyla baş edebilmeleri için bilinçlendirilmeleri gerekmektedir.

Ebeveynler kendi kaygı ve korkularını kontrol altına almalıdır. Alınamıyorsa bir uzmandan destek alınmalı kaygı durumu çocuğa yansıtılmamalı.
Olabildiğince rutin hayat devam etmelidir.
Rahatlama  ve güven hissi için yangının ne demek olduğu, bir afet durumu olduğu ve kontrol altına alınacağı çocuğa anlatılarak durum normalleştirilmelidir. Çünkü normalleştirilen şey ile baş edebiliriz.
Sorduğu sorular basit, net bir şekilde yanıtlanmalı. Sürecin geçici olduğu ve yanında olduğunuz belirtilmelidir.
Yaşanması gereken bir duygusu varsa ona destek olunmalı. Örneğin ; ‘Üzgünsün, biz de üzgünüz ve çok korktuk. Bu çok normal. Biz yanındayız ve geçecek. Konuşmak ister misin?’.
Çocuk bir şeyler anlatmak istiyorsa dikkatlice dinlenmeli. Çocuğa abartmadan, sarılmalı ve sevgi gösterilmeli. Çocuk aileyle vakit geçirdiğinde kendini değerli hisseder ve de kendini ifade etme olanağı artar.
Çocuklara resim yapma, oyun oynama gibi imkanlar verilmelidir.
Çocukların yanında konuşulanlara, izlenilenlere, sosyal medya paylaşımlarına dikkat edilmelidir. Yetişkinler olaylara karşı tepkilerini kontrol etmelidir .
Çocukları (özellikle 8-9 yaşa kadar) olumsuz haberlerden uzak tutmak gerekir.
Olumsuz haberlerle karşılaşılan çocuklara bu durumdan ötürü üzüntü yaşandığı ve kurtarılan canlarla ilgili olumlu haberler gösterilmeli.  Yangının neden çıktığı, çıkabileceği anlatılabilir. Ardından çevreyi nasıl koruyacağımız hakkında ek bilgiler verilebilir.

Ergenlerin kaygıyı aşabilmek için bilgi sahibi olmaları ve davranışta bulunmaları gerekir. Bizler bilinçli olup doğal afetler hakkında bilgilendiğimizde, yardımlar yaptığımızda, çevreye duyarlı olduğumuzda gençlerimiz de bizleri örnek alacaktır. İhtiyacı olan kontrol duygusunu eyleme geçirecek olan ergen kaygısını daha yönetilebilir hale getirecektir.
Bu durumlarda mümkün olduğunca olumlu ve ileriye yönelik bir bakış açısı oluşturulmalıdır.
Hiç beklenmedik bir anda ortaya çıkan sel, yangın, deprem gibi bir felaket, çocuğun yaşamını değişik ölçülerde etkileyebilir ve çocuğun yaşamının o günden sonra bir daha eskisi gibi olmamasına neden olabilir. Durum ne kadar doğrudan tehdit oluşturuyorsa o kadar travmatik olabilmektedir. Bu konu çok hassastır ve uzmanlardan destek alınması çocukların bu sorunun üstünden gelmesinde önemlidir.

Limoncu M. ve Atmaca A. (2018) “ Çocuk Merkezli Afet Yönetimi” MEGARON ;13(1):132-143

Karabulut D. ve Bekler T. (2019) “Doğal Afetlerin Çocuklar ve Ergenler Üzerindeki Etkileri” Derleme / Review, Doğ Afet Çev Derg,; 5(2): 368-376, DOI: 10.21324/dacd.500356

https://tr.wikipedia.org/wiki/Afet