Aldatma iki kişi arasındaki duygusal ve cinsel anlamda birbirine bağlı olma sözünün bozulması, davranışsal, duygusal ya da cinsel olarak başka bir kişiyle ilişkiyi tehlikeye atacak şekilde yakınlaşma olarak tanımlanır. Yani sadakatsizlik…Sadakatsizlik de taraflardan birinin ikili ilişki içerisindeki fiziksel ya da duygusal yakınlık düzeylerini belirleyen kuralları ilişki içinde olmayan başka biriyle ihlal etmesi durumu olarak tanımlanmaktadır.
Evlilik içinde aldatma, çiftlerden biri tek eşliliğe inanırken diğerinin tek eşliliği eşinden gizli bir şekilde ihlal etmesi durumudur. Geçmişten günümüze evliliklerin sonlanmasında büyük ve önemli bir rolü vardır.
Aldatma daha çok evlilikte, sevgililikte ya da yakın ilişki içindeki iki kişiden birinin aralarındaki cinsel tek eşlilik anlaşmasını ihlal etmesi ile ölçülür. Ancak, sadakatsizliği yalnızca cinsel ilişki olarak indirgeyip değerlendirmek ve tanımlamak doğru değildir.
Aldatma şekilleri
Sanal aldatma: Günümüzde en yaygın aldatma sanal duygusallık ya da sanal cinsellik aldatmasıdır. İki kişi sanal ortamda da olsa özel paylaşımlarda bulunmaktadır. Yaşanılanlar, düşünceler ve duygular gerçektir.
Duygusal Aldatma: Evliliğinde veya ilişkisinde çatışmada, kafasında çıkmazda olan bireylerin psikolojisini yansıtır. Erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülür. Devan eden bir ilişki içerindeyken başkasıyla duygusal yakınlık yaşama, bir başkasına aşık olma, bir başkasıyla özel paylaşımlarda bulunmaktır. İlişkideki boşluk, yanlış evliliğin eksikliği belki de benlik değeri doldurulmaya çalışılır.
Cinsel aldatma: İlişkideki eşle kaliteli bir cinsellik hayatı bulunsa bile kişi aldatabilmektedir. Daha çok erkeklerde görülür. Romantik bir ilişki yaşarken bir başkasıyla cinsel ilişkiye girmektir. Eşle yaşanılan problemler, daha güzelini elde etme çabası, cinsel aktivitenin kalitesinin düşüklüğü buna sebep olabilmektedir.
İnsanların sosyal anlamda temel ihtiyaçları vardır. Bunlar; kabul edilmek, beğenilmek, onaylanmak, güvenmek ve sevilmektir. Kişi kendini mutsuz, önemsiz, değersiz hissettiğinde bu insani ihtiyaçlarını karşılamak için çareler arar, başka birinin ona değer vermesi kendisini mutlu hissettirir. Özellikle depresyonda olan erkek ve kadınların kendilerini değersiz hissettiklerinde ona değer veren mutlu hissettiren biri olduğu zaman kişi aldatmaya sürüklenebilir.
Eskiye oranla eşler arası aldatma durumu çoğalmıştır. Aldatma ortaya çıktığı bütün durumlarda eşlerin aileden gelen köklerinin etkisini, bireysel özelliklerini, kişiye özel ilişkisel meselelerini kapsadığı gibi farklı aldatma çeşitlerinde gözlemlenen ortak faktörleri de bulundurur.
Örneğin; Bir araştırmada evliliklerinden çok mutlu olan bireylerin çok da mutlu olmayan bireylere göre çok daha fazla sadakatsizlik gösterip aldatmaya yöneldikleri bulunmuştur. Diğer faktörler;
- Eşlerden birinin maddi-manevi güçlenmesi,
- Heyecan arayışı,
- Evlilikten alınan düşük doyum veya doyum alınamaması
- İlişki alanının insanların sahip olma arzusuna dönüşmesi
- İlişkinin sıradanlaşması, istenildiği gibi devam etmemesi,
- İlişkiye verilen değerin azalması,
- İlişkide duygusallığın ve cinselliğin kalitesindeki düşüklük/tatminsizlik,
- Cinsel reddediliş,
- Her zaman alttan alma pasiflik durumu,
- Aldatan anne-babaya tanık olmak,
- Sevmeden evlenmek,
- Mantık evliliği,
- Farklı kişilik yapıları, yüksek beklentiler, hayal kırıklıkları,
- Otorite savaşı,
- İlgisiz sorumsuz eş gibi nedenlerle
ve günümüz imkanlarıyla başka bir erkek/kadın partnere ulaşabilme olanağının artması, kolaylaşması nedeniyle aldatmalarda artış oldu.
TÜİK (2006) araştırmalarına göre evliliklerin sonlanmasına dair nedenlerde ilk sırada alan yer alan aldatmanın sebepleri neler olabilir?
Cinsiyetlere göre farklılıklar olmaktadır. Kadınlar daha çok duygusal gereksinmeden dolayı aldatmaya yaklaşırken, erkeklerde duygusal anlam çok içermemekle birlikte aldatma durumları değişiklik göstermektedir.
Erkekte;
- Kadından doğum sonrası beklediği ilgi ve cinselliği alamaması,
- İstek ve egolarını tatmin etme,
- Çevrelerinde bulunan ve ciddi ilişki istemeyen kadınların varlıkları,
- Karşı tarafın çekiciliğine yenilme,
- Erkeğin hormonsal kontrolünü azaltması,
- Erkeğin eşine sadakatsizliğin aldatma olarak nitelendirilmemesi,
- Anlık tatmin duygusu ve intikam alma duygusu sıklıkla erkeklerin sadakatsizlik sebepleri arasında bulunmaktayken
Kadında;
- Duygusal olarak ihmal edildiklerini düşünmeleri,
- Kendilerine güvenlerini arttırma istekleri,
- İş hayatına giren kadının güçlenmesi,
- Kadının erkeğe karşı çıkabilme gücünün artması,
- Partner veya eşlerinden daha daha iyi maddi bir statüye sahip olan biri ile olma arzuları
- Ev işleri, sorumlulukların yükünden kurtulma istekleri olduğu görülmektedir.
Aldatma, saldırganlık gösterme gibi davranışsal sonuçların yanında üzüntü, öfke, kaygı, utanç, intikam, incinme, kıskançlık, mahcubiyet gibi sıkıntı verici çeşitli duyguların kombinasyonunu beraberinde getirmektedir.
Çoğunlukla romantik ilişki içinde kadınlar duygusal sadakatsizlikten dolayı kuşkuya düşerken, erkekler cinsel sadakatsizlikten kuşkulanmaktadır. Duygusal aldatma koruyucu kıskançlık duygusunu uyandırır. Kıskançlık duygusu aslında kişinin ilişkisini potansiyel davetsiz misafirlere karşı korumak adına geliştirdiği bir savunmadır. Cinsel aldatmada ise öfke duygusu ortaya çıkmaktadır. Öfke duygusuna anlam verebilmek içinse aldatmanın bireyde uyandırdığı ilk duyguya bakmak gerekmektedir.
Aldatma ilişki sınırının ihlali, verilen sözlerin tutulmaması veya kişi için özel hayallerin yıkılmasıdır. Her zaman boşanma veya ayrılıkla sonuçlanmak zorunda değildir. Fakat ilişki bu durumdan daima etkilenmektedir ve çoğunlukla çiftler için olumsuzdur, acı verici olabilmektedir.
Her ilişkinin aldatma gerçeği olduğu unutulmamalıdır. Aldatmanın açığa çıkması çift arasında uzun yıllar sonucu oluşan güveni onarılmaz bir biçimde yerle bir edebilir. Buna karşılık aldatmanın ortaya çıkmasından sonra çiftlerin ilişkilerini yeniden inşa ederek hiç beklemedikleri kadar birbirlerine yakınlaşıp bağlandıkları da görülür.
Böyle bir krizi yaşayan çiftler!
- Geleceğe yönelik önemli kararları hemen almayın.
- Vereceğiniz karar için bundan on, yirmi yıl sonrasını da düşünün.
- İlişkiye daha fazla zarar vermekten kaçının.
- Yaşadığınız duygular normal ve sağlıklı. Bu duygular sonsuza kadar sizinle kalmayacak geçiciler, zamana ihtiyacınız olduğunu bilin.
- Mahremiyet ve gizliliği birbirinden ayrı tutmaya bolca özen gösterin.
İsmer Aile Danışma Merkezi olarak ilişkinizde böylesi bir durumla karşı karşıya kaldığınızda, gerek bireysel gerekse çift olarak alacağınız yolda sizin yanınızdayız.