PANİK ATAK ve PANİK BOZUKLUK NEDİR?

PANİK ATAK ve PANİK BOZUKLUK NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR? NASIL TEDAVİ EDİLİR?

     Panik atak, panik bozukluk son zamanlarda en çok şikayet edilen rahatsızlıklardan biri haline geldi. Peki bu kavramlar ne anlama gelmektedir? Nasıl anlaşılır? Kimlerde görülür? Tedavisi var mıdır?

     Halk arasında yeterince iyi bilinmese de panik atak bir hastalık değil bir semptom yani bir belirtidir. Hastalık olarak değerlendirilen durum panik bozukluk olarak tanımlanır. Yalnızca panik atakların varlığı panik bozukluk tanısı için yeterli değildir. Panik bozukluk tanısında belli durum ve ortamlara özgü olmayan ve kendiliğinden gelişen tekrarlayıcı panik atakları, buna yeniden panik atak yaşamaya ilişkin yoğun bir kaygıyı ve atak yaşamamak için belli durumlardan ve ortamlardan kaçınma davranışı görülür.

     Panik ataklar panik bozukluk veya farklı bir psikiyatrik bozukluğa bağlı olmadıklarında daha az veya yalnızca birkaç kez görülebilirler. Ancak bu ayrım ve değerlendirme mutlaka bir uzman tarafından yapılmalıdır. Panik ataklarda bu tanısal ayrım, terapi sürecini planlamak, atakların sıklığı ve nasıl geliştiğini anlamada önemlidir.

     Beynimizde bizi hayatta tutmaya ve tehlikelerden korumaya yarayan bir alarm merkezi vardır. Panik atak, bir nevi bu merkezin bozulmasıdır. Genellikle beklenmedik bir zamanda ortaya çıkan bir panik nöbetiyle başlar. Kişinin nöbetle yaşadığı şokla beraber ‘’Ölüyor muyum? Kalp krizimi geçirdim? Bana ne oldu? Neden nefes alamıyorum? Yeniden böyle bir durum yaşar mıyım?..’’ gibi sorular eşliğinde korkulu beklenti yüzünden kişinin sosyal, duygusal, zihinsel yaşamını sekteye uğratan, yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen yoğun korku ve kaygıların yaşandığı bir ataktır.

     Panik bozukluğun en belirgin özelliği; çoğu kez ne zaman ve nerede ortaya çıkacağının bilinmemesidir. 10-15 dakika ile 1 saat arası sürebilen bedensel belirtilerin eşlik ettiği yoğun bir anksiyete nöbetidir. Panik bozukluk; nefes almada güçlük, sık soluk alıp verme, çarpıntı, titreme, baş dönmesi, çıldırma, ölüm korkuları gibi çeşitli bedensel ve bilişsel belirtilerin ön planda olduğu yineleyici panik ataklarıyla bilinen yaygın bir bozukluktur.

     Panik atakları panik bozukluğun temel belirtisi olmasına karşın ona özgü değildir. Fobiler, yaygın anksiyete bozukluğu, post-travmatik stres bozukluğu gibi birçok farklı anksiyete bozukluklarında ve madde kullanımı depresif bozukluklar gibi başka ruhsal bozukluklar esnasında da panik atak görülebilir. Panik bozukluğundaki panik atakların ayırt edici niteliği ‘’bir nedene bağlı olmaksızın kendiliğinden ve beklenmedik biçimde’’ ortaya çıkmalarıdır. Hastalar bir dahaki panik atağın ne zaman olacağı konusunda yoğun bir endişeli beklenti içine girerler. Bu durum da anksiyete olarak tanımlanır.

     PANİK ATAK NEDENLERİ

Genetik Faktörler: Aile ve ikiz çalışmaları panik bozukluğun kalıtsal yönünün olduğunu göstermektedir. Panik bozukluğu olan bireylerin ailelerinde panik bozukluğu görülme sıklığı %20 iken bu oran sağlıklı bireylerin yakınlarında sadece %2 civarındadır. Tek yumurta ikizlerinde panik bozukluk eş hastalanma oranları %45 iken çift yumurta ikizlerinde bu oranın %15’lerde kalması bu bozuklukta kalıtsal faktörlerin belirgin bir şekilde etkili olduğu şeklinde yorumlanabilir. Ancak yine de panik atak riskini sadece genetik faktörlere bağlamak yanlış olur. Çünkü genetik faktörlerin aslında direkt olarak panik atağa değil, panik atağa sebep olan duygusal zayıflık, stres ve anksiyete gibi durumlara sebep olduğu bilinmelidir. Kadınlarda panik atak görülme riski ise erkeklere oranla daha fazladır.

Stres: Kişi hayatının bir döneminde yıpratıcı ve sarsıcı olaylar yaşamış olabilir. Sevdiklerinin ölümü gibi yas süreçleri, boşanma, ayrılık, iflas vb durumlar kişiyi derinden etkileyebilir. Yaşadığı bu yoğun stres kişinin panik atak nöbetleri geçirmesine sebep olur. Yoğun stres insanı ruhsal olarak yorar ve sürekli tetikte olmasına neden olur. Bu da endişenin giderek artmasına ve panik atağa dönüşmesine zemin hazırlar.

Taciz ve Travma: Cinsel tacize veya tecavüze uğramak panik atağın ortaya çıkmasına sebep olabilir. Kişi yaşadıklarını unutamaz ve uzun bir süre bu durumu hiçbir yakınıyla paylaşmaz ve içine atmaya devam ederse bu durum ruh haline korku olarak yansır ve panik atak nöbetleri geçirmesine neden olabilir. Aynı şekilde kaza, soygun, yaralanma gibi olayların sonrasında yaşanan korku, stres ve olayların tekrar yaşanacağına dair duyulan endişe bir süre sonra kendini panik ataklar şeklinde gösterir.

Sağlık Anksiyetesi: Hasta olma kaygısı olarak tanımlanabilir. Bu kişiler sürekli hasta olma endişesiyle tetiktedirler. Hastalık hakkında düşünürler ve olumsuz sonuçları ile karşılaşmaları durumunda bunu kaldıramayacaklarına inanırlar. Bu kişilerin panik atak ile karşı karşıya kalmaları olasıdır. Çünkü panik atan yaşayan kimseler de yaşadıkları çarpıntı nefes alamama ve mide bulantısı durumunu ilk olarak sağlıklarıyla ilgili bir probleme yorarlar.

PANİK ATAĞIN BELİRTİLERİ

Panik atak için DSM-IV Tanı Ölçütleri ( Zihinsel alanların tanısal ve istatiksel ölçütleri )

    Aşağıdaki belirtilenlerden dördünün ya da daha fazlasının birden başladığı ve 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaştığı ayrı bir yoğun korku ya da huzursuzluk döneminin olması:

1.Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması

2.Terleme

3.Titreme ya da sarsılma

4.Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları

5.Soluğun kesilmesi

6.Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi

7.Bulantı ya da karın ağrısı

8.Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma

9.Derealizasyon (gerçek dışılık duyguları) ya da depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma)

10.Kontrolünü yitireceği ya da  çıldıracağı korkusu

11.Ölüm korkusu

12.Parasteziler (uyuşma ya da karıncalanma duyumları)

13.Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları

     Ayrıca panik ataklara bağlı olarak gelişen agorafobik kaçınma davranışları da bu bozukluğun önemli özellikleri arasındadır. Birey atak geçireceği korkusuyla kalabalık içinde, açık yerlerde, sokakta, mağazalarda, otobüste sıkıntıya gireceğini, yalnız kalıp yardım alamayacağını, kendini çaresiz hissettiği herhangi bir yerde panik atak geçireceğini düşünür. Kişi bu yerlere tek başına gitmemeye ya da hiç gitmemeye başlar. Daha önce panik atak geçirdiği bir ortamda bulunmaktan da kaçınır. Panik bozukluklar bu yönüyle agorafobili ve agorafobisiz olmak üzere iki gruba ayrılır. Agorafobi kimi zaman panik bozukluk olmaksızın da görülebilir.

İki çeşit panik bozukluk vardır.

Agorafobili Panik Bozukluk
Agorafobisiz Panik Bozukluk
Agorafobili Panik Bozukluk

     Her iki şık birlikte bulunmalıdır.

1.Tekrar eden beklenmedik panik ataklar

2.En az bir panik atak bir ay boyunca aşağıdaki sayılan kriterlerle birlikte gerçekleşmiştir.

-Daha fazla atak geçirmek endişesi taşımak

-Atağın yol açabileceği durumlardan endişelenmek (kontrolü kaybetmek, kalp krizi geçirmek, delirmek gibi)

-Ataklara bağlı olarak önemli davranış değişikliklerinin olması

-Agorafobinin varlığı (Açık alanlarda evin dışında yalnız kalınca veya bir kalabalık içinde ortaya çıkan korkuların yaşanması durumudur. Anksiyete, panik, çaresizlik veya zor durumda kalacağı hissi ile karakterizedir.)

-Panik ataklar bir maddenin fizyolojik sonucu olarak gelişmemiştir (örn:kötüye kullanılan maddeler ya da bir ilaç ) veya tıbbi bir durum sonucu gelişmemiştir. (örn:hipertiroid)

-Panik ataklar başka bir psikiyatrik duruma bağlı olmamalıdır. (örn: sosyal fobi, spesifik fobi, obsesiv-kompalsiv bozukluk, posttravmatik stres bozukluğu ya da ayrılma endişesi gibi)

Agorafobisiz Panik Bozukluk

     Agorafobili panik bozukluğun (yukarıdaki kriterlerin) aynısı, sadece bir değişiklik ile: agorafobi yoktur.

Panik bozukluk erken dönemde saptanıp tedavi edilmediği takdirde kişide depresyona, alkol ve madde kullanımına yol açabilir.

PANİK ATAK DÖNGÜSÜ

1.Kişi fiziksel belirtileri yaşar (nefes darlığı, çarpıntı, uyuşma vb.)

2.Fiziksel belirtileri olumsuz olarak yorumlar. (boğuluyorum, öleceğim, bana bir şey olacak)

3.Korku, endişe ve kaygı hisseder.

4.Kaçınma davranışı sergiler. (otobüsten inme, pencere açma, acile gitme, ilaç alma vb.)

PANİK BOZUKLUĞUN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?

     Panik atak tedavisi için ilaç tedavisi veya psikoterapi aktif olarak kullanılan yöntemlerdir. Bu iki yöntem ayrı ayrı uygulanabildiği gibi birlikte de uygulanabilmektedir. Yapılan birçok araştırma psikoterapinin panik bozukluk tedavisinde ilaç tedavisine göre hem daha etkin hem de daha uzun süreli etki gösterdiği yönündedir.

     Panik atak bireyin normalde tehlikeli olmayan fiziksel veya psikolojik belirtilerin tehlikeli gibi algılanmasıyla başlayan ve yoğun bir kaygı seviyesi ile birçok fiziksel belirtinin eşlik ettiği bir durumdur. Psikoterapinin amacı panik atak  yaşayan bireyin bu fiziksel ve psikolojik tetikleyicileri algılayış biçimlerini, bu algılayışa sebep olan bilişsel çarpıtma dediğimiz düşünce hataları veya ilişkili olabilecek travmatik anılara müdahale etmektir.

     Böylelikle çeşitli yöntemler kullanılarak bireyin bu belirtileri daha doğru anlamlandırması ve bunlara karşı duyarlılığını azaltmak hedeflenir. Bu süreçte kimi zaman gerçek dışı olan bir inanca müdahale edilir, kimi zaman davranışsal müdahalelerle tetikleyiciler yeniden yapılandırılır, kimi zaman da ilişkili travmatik anılar çalışılır. Psikoterapi süreci ayrıca yeniden atak yaşamaya ilişkin yaşanan kaygıyı azaltmayı ve kaçınmaları önleyerek bireyin yaşam kalitesini artırmayı hedefler.

PANİK ATAK NÖBETİ SIRASINDA YAPILABİLECEKLER

İçinde bulunduğunuz ana odaklanın. (zihniniz kaygılandığınız anda geleceğe dönük size olumsuz mesajlar verecektir. ‘Şu anda neler oluyor? Burada güvende miyim? Şu an yapmam gereken bir şey var mı?’ şeklinde sorular sorarak zihninizi ana getirmeye çalışın.

Nefes alışınızı kontrol etmeye çalışın. Nefes hızınızı düşürmeniz önemlidir. Diyafram nefesi almaya çalışın. (elinizi karın bölgenizde tutarak şişip inmesini kontrol edebilirsiniz)

Kendinizi meşgul edin. (rahatlamanızı sağlayacak daha önce yaparak mutlu olduğunuz bir eylemi gerçekleştirebilirsiniz)

Atak anında şekerli gıdalardan uzak durun onun yerine 1 bardak su içebilirsiniz, bu sizin sakinleşmenizi sağlar.

Ayağa kalkın ve dik durun, eğilerek kalp ve akciğerlerinize baskı yapmayın

Panik anlık olarak ortaya çıkan, vücudunuzun anlık bir uyarı düzeniğidir. Kendi kendinize şunları tekrarlayın: ‘Bu yanlış bir uyaran, bir hata! Ortada bir tehlike yok.’

Alkol ve kafein içeren içeceklerden uzak durun ya da miktarını azaltın.

Mutlaka bir psikiyatrist ya da psikoloğa başvurun. Bunun geçeceğini düşünmek ya da önemsememek sorunun kökleşmesine yol açacaktır. Bu sorunun tedavi edilebilir olduğunu unutmayın.

Mümkünse her gün en az yarım saatlik yürüyüşler yaparak kendinizi dinleyin ve dinlendirin.

Size keyif veren aktiviteler edinin. Boş zamanlarınızı günlük iş ve aktivitelerinizle doldurun.

Bulunduğunuz ortamda küçük değişiklikler yapın. Örn: odanızın şeklini ve mobilyalarınızın yerini değiştirin, yapılan bu değişiklikler size iyi gelecektir.