Güven insanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygudur. Güvendiğimiz insanları severiz, saygı duyarız. Güven varsa en gizli sırlarımızı açabiliriz. Güven duygusuyla her tür işbirliğine açık oluruz. Bu açıdan insanların yemek, içmek gibi fizyolojik ihtiyaçlarıyla beraber hayati önem taşıyan en önemli gereksiniminin güven duygusu olduğunu söyleyebiliriz.
İnsanoğlu ilişkilerinde güven duygusunu tatmak ister. Romantik ilişkilerde de, arkadaş ilişkilerinde de karşılıklı güven arar. Acaba beni üzecek mi?, acaba beni terk edecek mi?, Bir başkası olabilir mi? gibi sorularla boğuşmadan ‘Sana güveniyorum’ diyebilmek çok kıymetlidir. Hem karşımızdaki kişiye güven duymak hem de onun bize güvenmesini isteriz. Kendimizi güvende hissedebilmek için de bir başkasına güvenebilmek isteriz.
Güven duygusu, içinde yaşadığımız belirsiz ve karmaşık dünyada özgürce hareket edebilmeyi sağlar. Günümüzdeki düşünülmeden hızlıca yaşanan ilişkiler sonrası artık insanların da birbirine güven problemi doğar. Belirsizlik güvensizliği beraberinde getirir.
Güvensiz insanlar ilişkilerinde başkaları tarafından zarar göreceklerine inanırlar ve buna yönelik kendilerini koruyucu, tetikte davranışlar sergilerler. Diğerlerinin kendilerini inciteceğine, kötüye kullanacağına, aşağılayacağına, aldatacağına- kandırılacağına, kendisine yalan söyleyeceğine ve onu manipüle edeceğine inanırlar ve sürekli bu beklenti içindedirler. Bu da ilişkilerindeki güven problemini yaratır.
Güvensizliğin kaynağı
Güvensizlik ilk olarak bireyin kendisinden veya geçmişinden kaynaklanır.
- Anne-çocuk ilişkisi
- Ebeveyn kayıpları
- Anne-babası ayrılıp terk edilmiş çocuklar için güven bağını kurmak zorlaşır çünkü gelecekteki güven temeli sarsılmıştır.
Kişi ya hiç kimseye güvenmez ya da ilişkisine çok güvenir yaşadığı en ufak sarsıntıda büyük hayal kırıklığı yaşar ve genelleme yapar. Dünya artık onlara karşı güvenilmez bir yerdir. Düşünceleri;
- Herkes aynı. Yine aldatılacağım.
- Bundan sonra kimseye güvenmem/güvenemem.
Bu kaygıyı da gelecekteki ilişkilerine yansıtmakta çekinmezler. Sürekli karşı tarafın bir yanlış yapması için tetikte beklerler çünkü güven kaybı yaşamıştır.
Güven eksikliği bir bakıma bireyin kendini yetersiz görmesidir. İlişki içinde bulunduğu insanın kendisinde bulunmayan özelliklerinden dolayı bir başkasına ilgi duyması ve bunun zamanla inancı haline gelmesi söz konusudur. Böylece kişi, ilişki içerisinde olduğu kişiyi yargılamaya başlar, baskılar, kıskanır ve şiddetli bir kaybetme duygusuna kapılır, şüpheciliği artar ve öfke patlamaları yaşar. Kontrol altına alınamaz hale gelir.
Güvensizlik yaşantısı kendini farklı şekillerde gösterebilir.
Teslim olma: Güvensizliğin arttığı ilişkilerin içinde durmak, diğerlerinin bireye zarar veren davranış ve sözlerine sınır koymamaktır. Böyle bir durumda çocukluktan beri gelmekte olan güvensizlik inancı pekişir.
Kaçma: Yakın ilişkilerde aşırı mesafeli ve donuk olarak güvensizliği yansıtmadır. Başa çıkamayacağını düşündüğü yakınlıktan ve derin duygulardan endişe duyduğu için kaçar. Genellikle ilişki içinde kendilerini de açmayan insanlardır, paylaşma konusunda isteksizdirler.
Saldırı: Kötü bir dünya algılamaktadır ve başına gelmiş veya gelebileceklerden ötürü kötü şeyleri başkalarına yansıtmaktadır. Diğer kişiye saldırır veya güven sarsıcı davranışlarda bulunur.
Neler yapılabilir?
Kaygılı olduğumuzda her yerde bir problem aramaya başlarız. O yüzden;
- felaket senaryolarınızla gerçeği karıştırmayın
- sürekli olarak olası bir soruna karşı kendinizi hazırlamayın
- ilişkinizde akıl okumayı bırakın. Karşınızdakinin düşüncelerini sadece konuşarak öğrenebilirsiniz.
- Her zaman zaten bitecek diyerek güvensiz kalmayı tercih ettiniz şimdi güvenmeyi seçerek süreci izlemeyi deneyin.
- Kafanızda kurduğunuz senaryoyu kanıtlarıyla sorgulayın. Asılsız düşüncelerinizle gerçeği karıştırmayın.
- Eğer gerçekten düşüncelerinize kanıt oluşturacak davranış ve sözlerle karşı karşıya iseniz ve bundan zarar görüyorsanız o ilişkiden uzaklaşmaya çalışın.
- Partnerinize açık olun. Size ne yaparsa ona güveneceğinizi bilmesini sağlayın. Ondan beklentilerinizi, hassasiyetlerinizi ifade edin.
- Belirsizliğe olan toleransınızı yükseltin. İlişkide sürekli kesinlik aramayın, kontrolcülüğü azaltın.
- Terk edilmekten korktuğunuz için terk etmeyin ya da karşınızdakini kaçırmaya çalışmayın.
Güven, her tür ilişki için temel bir kavramdır. Güvenin yüksek olduğu romantik ilişkiler daha sağlıklı ve yapıcı şekilde ilerler. Güvensizlik ise kişinin hayatını büyük ölçüde ele geçirip kontrol edilemeyen duygusal çatışmalara sokabilir. Bireyi ilişkide mutsuzluğa itebilir. Bu yüzden İsmer Aile Danışma Merkezi olarak bir uzman desteğiyle kişinin geçmişteki güven sorunlarını gelecekteki korkulardan ayırabilmesini ve mevcut ilişkilerinde güveni nasıl yeniden inşa edebileceğini fark etmesinin sağlıklı ilişki açısından gerekli olduğunu düşünmekteyiz.
Güven içindeki ilişkilerde bulunabilmeniz dileğiyle..