Merkezi sinir sitemi beyin ve omurilikten oluşur. Burada iki çeşit hücre bulunur, bunlar gri ve beyaz maddedir. Gri madde nöron adı verilen sinir hücreleridir. Beyaz madde beyindeki sinir hücreleri (nöron) arasında ve bunlar ile vücudun diğer bölümleri arasındaki sinyallerin iletimini sağlar. Multipl Skleroz (MS) merkezi sinir sisteminde bulunan beyaz maddede plak şeklinde hasarlı bölgelerin oluşmasıyla ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. Sinir sisteminde etkilediği bölge ve derecesine göre, hastalığın tipi, seyri ve şiddeti değişiklik gösterir. Genetik bir hastalık değildir; aileden geçmez. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Teşhisi için kullanılan özel bir test yoktur.
Belirtiler de çok çeşitlidir:
Uyuşukluk, karıncalanma
Denge kaybı
Yorgunluk
Konuşma bozukluğu
Cinsel işlev bozuklukları
Hafıza problemleri
Depresyon gibi.
Hastalığın tuttuğu bölgenin işlevinde bozulma veya kayıp yaşanır. Örneğin beynin görmeyle ilgili bölgesini tuttuysa, hastanın görme becerisinde bozulma ya da kayıp olur.
Diğer birçok kronik hastalık gibi MS de sadece hastanın fiziksel sağlığını değil ruhsal ve zihinsel sağlığını da olumsuz etkiler. Duygusal problemler genellikle teşhisin konulmasından hemen sonra başlar. Değişen belirtiler ve ne zaman geleceği belli olmayan ataklar hastanın duygudurumunu olmsuz etkiler. Hasta teşhisle birlikte hayatının birçok alanında değişiklikler yapmak zorunda kalır. Aile ve arkadaşlar hastaya destek olsa da onlar da üzülürler ve stres hastalığın seyrini kötüleştirir. Hastanın ve de yakınlarının bu durumla kendi başlarına başetmeye çalışmaları gerekmez; profesyonel psikolojik destek almak en doğrusudur.
Hastanın ruh sağlığını desteklemek için yapılması gereken pek çok şey vardır.
MS hastalarının nerdeyse yarısı aynı zamanda deepresyon teşhisi almaktadır (A.Corchado& C.Butler). Psikolojik destek hastalığa bağlı gelişen depresyonla başetmede etkili olacaktır. MS’li hastaya verilen destek birçok öğe içerir. ANtidepresan tedavisi nmlardan biridir. Bunun için bir psikiyatriste baş vurmak gerekir. İlaca ek olarak egzersiz önerilir. Fiziksel aktivite(egzersiz) yapan kişilerde yorgunluk ve depresif belirtiler azalır (Motl, 2009). Stresi azaltmaya yarayan çalışmalar gevşeme teknikleri ve görsel imajinasyonu içerir (O’Sullivan, 2007).
Hastanın sosyal hayatını sürdürmesi, eğer zayıfsa güçlendirmesi önerilir. Arkadaş grupları, aktivite grupları dışında hastalıkla ilgili destek ve paylaşım gruplarına katılması için teşvik edilir. Paylaşım grupları hem hastalara hem de hasta yakınlarına ‘yalnız olmadıklarını’ hissettiriyor; sosyalleşmelerini, pratik çözüm ve hastalıkla ilgili bilgi ve gelişmeleri takip etmelerini sağlıyor.
Psikoterapi ilaç desteği ve sosyal desteğe ek olarak verildiğinde bütüncül bir tedavi tamamlanmış olur. Psikoterapiyle sağlanan faydalar (J.Boot, K.Mutch, M.Boggild, 2008) şöyle sıralanabilir:
-Duygudurumun daha iyi yönetilmesi
-Stresle ve duygudurum dalgalanmalarıyla daha iyi baş edebilme -Günlük aktivitelerin artması -Daha memnun edici ilişkilerin kurulması -İntihar düşüncelerinin azalması -Geleceğe umut ve kendine güvenin artması -Zorlukların daha iyi anlaşılması (yakınlar için)
Hasta yakınların hastalıkla ilgili eğitilmesi gerekiyorsa psikolojik destek verilmesi hastanın ruh sağlığını da olumlu etkiler. Hastalığı tanıyan hasta yakını hastaya hangi konuda nasıl destek (yaşanan yerde yapılacak değişiklikler gibi) olabileceğini bilir, iyi niyetle yapılan yanlışlardan uzak durur. Hasta yakınlarında tükenmişliğe bağlı depresyon yaşanabilir; böyle durumlarda mutlaka profesyonel yardım aranmalıdır.
Kronik hastalıklar ruh sağlığını olmsuz etkiler. Hastalığın tıbbi tedavisi devam ederken hastanın psikolojik destek alması zorunlu değilse de gereklidir. Profesyonel destek hastalığın seyrini iyileştirmekle kalmaz aynı zamanda hastanın tedaviye uyumunu ve genel yaşam kalitesini arttırmasına yardım eder.