3 yaşa kadar çocuğun zihinsel gelişimi gelecek için kritik bir önem taşır. Bu yaşta oynanan her oyun ve kazanımlar çocuğun gelişimine önemli katkıda bulunur. Çocuklar hayatla tanıştıkları andan itibaren gelişimlerini etkileyen en önemli faktörü oyunlar ve oyuncaklardır. Oyun oynamak çocuklara özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir eylemdir. Çoğunlukla özgürce ortaya çıkan oyun, çocukların gelişimi için oldukça önemli ve aynı zamanda gereklidir. Çünkü, yaşam oyunlarda biçimlenir ve anlam kazanır. Çocuk oyun oynayarak kendini keşfeder, geliştirir, dünyayı tanır ve dünyanın işleyişine uyum sağlamaya çalışır. Oyun oynamak çocuğun hayatı tanıması yolunda hiç kimseden öğrenemeyeceği konuları kendi deneyimlerini oluşturarak öğrenmesidir.
Çocuğu tanıma ve analiz etmede en iyi yol oyun oynamaktır. Çocuklar oyun ile çevrelerindeki dünyaya dahil olurlar ve etkileşime geçerler. Oyun çocuğun dilidir, iletişim biçimidir. Çocuklar için oyun eğlenceden çok daha büyük anlamlar taşır.
Oyun; çocuğun çevresini tanımasını, anlamlandırmasını, yeni şeyler öğrenmesini, öğrendiği bu bilgi ve becerileri pekiştirmesini sağlayan çok önemli bir araçtır. Çocuklar oyun oynarken özgür, mutlu ve heveslidirler. Bu süreçte, hata yapmaktan çekinmezler. Bu sayede de oyun onları rahatlatır.
Oyun, eğiticidir. Çocuklar, oyun oynarken dünya hakkında pek çok bilgi ve beceri edinirler. Çeşitli oyuncaklarla oynarken kavramları, sayıları ve buna benzer pek çok bilişsel yetileri geliştirme imkânı bulurlar. Beyin gelişimi doğumdan sonra devam eder. Sinir hücreleri her yeni öğrenme ve deneyimle yeni bağlantılar yapar. Bu bağlantılar kullanıldıkça gelişir, kullanılmadığı zaman kaybolurlar. Oyun beyinde yeni bağlantılar oluşmasını sağlar. Bebeklikten itibaren çocukların tekrar tekrar oynadıkları oyunlar öğrenmelerinde en büyük etkenlerden biridir.
Oyun sosyal etkileşimdir. Rastgele etkileşimlerdense istendik dilsel ifadeler veya davranışlara ortam sağlanır. Oyun özellikle anlamlama döneminde somuttan soyut kavram edinimine geçişi sağlamakta ve sembol edinimine önemli katkılarda bulunmaktadır.
Oyun sayesinde çocukların fiziksel, zihinsel, bilişsel, sosyal ve dil gelişimleri hızlanır. Çocuklar oyun yoluyla, kendini karşısındakinin yerine koymayı öğrenirler ve zamanla bu becerilerini geliştirirler. Çocuklar, oyun içerisindeki meydana gelen sorunlarını nasıl çözebileceğini de deneyerek öğrenirler. Bu sayede çocukların problem çözme becerileri gelişir.
Oyunlar da bir temastır. En az iki kişiyle oynanır, iletişim ve diyalog meydana getirir. Yani oyun bir sosyal etkileşim biçimidir. Çocuk sözlü, sözsüz iletişim kurmayı öğrenmekte ve bu yolla konuşma becerilerini geliştirebilmektedir.
Oyun, çocukların kişilik gelişimini olumlu yönde pekiştirir. Çocuğun doğru davranışlarının pekişmesi veya yeni davranışların öğrenilmesi oyun yoluyla daha kolay sağlanabilir. Oyun çocuğun yaşamıdır, işidir. Bu yaşamı onlarla paylaşmak, çocuklarla oynamak çocuklarla ilişki kurmak ve paylaşmak için anne babaların yapması gereken en önemli şeylerden biridir.
Çocuklar için oyunun kendisi başlı başına önemlidir. Oyunun faydaları;
- Oyun yoluyla yeni beceri edinimi.
- Var olan becerilerini devamlı pratikle güçlendirme.
- Nesne ve oyuncaklarını yeni yaratıcı yollarla kullanarak oyun çeşitlendirme.
- Sosyal beceri kazanma ( sıra bekleme, paylaşma vb) ve var olan sosyal becerilerin pratiğini yapma.
- Oyun ile sosyal iletişim ve dil gelişim kazanımını elde etme.
- Çocukların hayal güçlerinin gelişimine katkı sağlama.
- Duyguları daha iyi ifade etmelerine ve hayal kırıklıklarını daha kolay tolere etmelerine yardımcı olma.
“Bebekler sosyal bir çevrenin içine doğarlar ve yaşamın ilk anından itibaren doğrudan veya dolaylı bir şekilde çevresiyle etkileşime girme ve sosyalleşme girişimlerinde bulunurlar.”
Bebekler sosyal etkileşim yeteneğiyle dünyaya gelirler. Sosyal etkileşim ve sosyalleşme süreci yaş ilerledikçe de gelişir. Örneğin 2-3 yaşlarında çocuğun bilişsel gelişimine sosyal etkenler hızlı şekilde eklenir. Sosyal etkileşimin bilişsel, motor, duygusal, sosyal algı, sosyal ve dilsel gelişim, ayrıca yargı yetisi gelişimi üzerine çok önemli etkileri vardır.
Oyun gruplarımızdaki 24-36 aylık çocuklar aynı ortamda oynayıp oyuncakları kullanırlar fakat birbirlerinden bağımsız oynarlar, paralel oyun dönemindedirler. Sosyal etkileşimleri çok az olmakla birlikte, bir oyuncağı istemek, düşüncelerini söylemek gibi durumlarda etkileşime geçmeyi tercih edebilirler. Etkileşimleri yokmuş gibi görünse de birbirlerine dikkat verirler hatta birbirlerinin hareket ve mimiklerini kopyalayabilirler.
2-3 yaş gelişimsel oyun grubumuzun içeriği temelde oyun oynamak ve yaşa uygun kazanımlarla gelişimi desteklemek üzerinedir. Geleceğimizin yetişkinlerine fiziksel, zihinsel, duygusal, ve sosyal temel olacak bilinçli ve planlı etkinliklerdir. Çocuklar oyun aracılığıyla geleceğinde gerekli olan becerileri deneyimlemekte ve aynı zamanda şu andaki fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Çocukların ince motor, el-göz koordinasyon, dikkat, duyu bütünleme, kaba motor, bilişsel, sosyal-duygusal, sanatsal aktivitelerle gelişimlerine destek olunur.
İnce motor Gelişimi
İnce motor beceriler çocuklukta edinilmeye başlayan ve hayatın tüm döneminde kullanılan temel vücut yetenekleridir. Çoğunlukla el ve parmaklarda olmak üzere küçük kasların hareket kabiliyetini ifade eder. Çocuklar günlük yaşamda zamanlarının çoğunu motor hareketler ve bu hareketlerin çabası ile geçirmektedir. Bu durumun, basitten karmaşığa giden motor becerilerin kazanımında önemli bir rolü olmaktadır.
Etkinliklerle yaşına, gelişim düzeyine ve ilgilerine uygun destekleyici ortamı çeşitli aktiviteler, oyunlar ile yaratılarak küçük kasların pratik kazanması sağlanır. Böylece ince motor beceriler dengeli şekilde güçlenir.
Duyusal Oyun
Çevremizde olup bitenleri ve varlıkları algılama yeteneğine duyu denir. Duyular çevremizle ilgili bilgiler verir. Beynimizde sinir sistemlerimizle algıladığımız duyular işlenir ve sonrasında işleve geçilir. Yani beynin sürekli olarak duyusal girdilere ihtiyacı vardır.
Yaşamın ilk yıllarından itibaren duyuların uyarılması gerekir. Duyular tadarak, dokunarak, koklayarak ve duyarak uyarılır. Çocuklar da doğumlarından itibaren çevreyi keşfetmek, tanımak için duyularını kullanırlar.
Duyusal oyunlar ise bir çocuğun dokunma, koku, tat, görme veya işitme duyularını uyaran oyunlardır. Duyusal oyunlarda amaç, küçükleri oyun oynarken araştırması, keşfetmesi, yeni bir şeyler hayal etmesi, sosyal etkileşimi desteklemesi için duyularını kullanmaya teşvik etmektir. Kavram gelişimi de duyular yoluyla alınan uyaranlar temellidir. Çocukların duyusal nitelikleri (sıcak, soğuk, yapışkan, kuru) öğrenmesine yardımcı olur.
Sosyal Duygusal Gelişim
Çocuklarda sosyal duygusal gelişim, sağlıklı bir kişiliğe sahip olmak ve sosyal çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilmesi açısından önemli bir konudur. Duygu, düşünce ve davranış gelişimlerini içinde bulunduran gelişim alanıdır. Sosyal duygusal gelişim, çocukların diğer gelişimsel becerileri daha sağlıklı yürütebilmeleri için bir temel oluşturmaktadır.
Sosyo-duygusal gelişimi, çocuğun duygularının farkında olması, kendini tanıması, hangi durumda nasıl davranacağını bilerek duyguları üzerinde denetiminin artması ve yaşadığı topluma uyum sağlaması olarak ifade edebiliriz.
Sosyal Etkileşim
Bir temas ve bu temasla karşıdakini eyleme yönelterek ilişkinin gerçekleşmesine sosyal etkileşim denir. Bebekler sosyal etkileşim yeteneğiyle dünyaya gelirler. Sosyal etkileşim ve sosyalleşme süreci yaş ilerledikçe de gelişir. Örneğin 2-3 yaşlarında çocuğun bilişsel gelişimine sosyal etkenler hızlı şekilde eklenir. Sosyal etkileşimin bilişsel, motor, duygusal, sosyal algı, sosyal ve dilsel gelişim, ayrıca yargı yetisi gelişimi üzerine çok önemli etkileri vardır.
Oyunlar da bir temastır. En az iki kişiyle oynanır, iletişim ve diyalog meydana getirir. Yani oyun bir sosyal etkileşim biçimidir. Çocuk sözlü, sözsüz iletişim kurmayı öğrenmekte ve bu yolla konuşma becerilerini geliştirebilmektedir.
Aslında oyunlarla birlikte sosyal etkileşim için daha fazla çeşit sağlanır. Rastgele etkileşimlerdense istendik dilsel ifadeler veya davranışlara ortam sağlanır. Oyun özellikle anlamlama döneminde somuttan soyut kavram edinimine geçişi sağlamakta ve sembol edinimine önemli katkılarda bulunmaktadır.
Tüm başlıklar altında düşünülen çeşitli etkinlikler sayesinde çocukların özellikle bilişsel ve sosyal gelişimlerini güvenli bir ortamda gözlemlenir.