Erteleme davranışı, bazı nedenlerle görevlerin geciktirilmesi, yapılmaması demektir. Ertelemenin gözüktüğü durumlarda kişi yapması gerekenleri yapmamak için kendince bahaneler üretebilir. ‘Yapmam gereken şeyler var biliyorum, ama enerjim yok’ gibi günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız durumlardan biridir erteleme davranışı.
Erteleme davranışında zor olan şey işi yapmak değil, işi yapmadan işin ne kadar zor olduğuyla ilgili düşüncelere kapılmaktadır. Kişi bu durumda sırtına ağır düşünceden oluşan taşları alıp ilerlemeye çalışır. Böyle durumlarda kişi yapılacak şeylerin altında ezilip kalmaktadır.
Erteleme davranışı sonucunda kişi başarısızlıkla karşılaşabilir. Örneğin öğrencilerin sınava önceden çalışmayıp erteleyerek son akşam çalışması da buna örnektir. Öğrenme psikolojisinde aslında aralıklı öğrenmenin uzun vadede daha yararlı olduğu ortaya konsa bile öğrenciler erteleme davranışı sonucunda son akşamda tüm konuyu halletmeye çalışmaktadır. Bu başarısızlığa ve strese yol açmaktadır. Erteleme davranışı bireye kısa sürede fayda sağlarken yani yapılacaklar listesini azaltırken uzun vadedeyse yıkıcı etkiler oluşturmaktadır. Erteleme davranışının ortaya çıktığı durumları, hangi sıklıkla çıktığını ve neden hayatınızı ertelediğinizi bulabilmelisiniz ki bu duruma çözüm üretebilelim. Bunun için bir not defteri alıp hangi görevleri ertelediğinize, haftada kaç kez bu işi sonra yapabilirim dediğinize bakabilirsiniz.
Erteleme Davranışına Karşı Neler Yapılmalıdır?
Erteleme davranışa nasıl karşı koyabiliriz konusunda bazı parametreler bize yardımcı olmaktadır. Bunlardan ilki zaman yönetimidir. Kişi zamanını verimli bir şekilde planlarsa süreç daha kolay bir devam eder. Zaman planlaması yaparken önem sırasına göre düzenlemek gerekir. En önemli işten daha az önemliye göre sıralayarak o sıraya uymak önemlidir. Kişi bir gün boyunca yapacağı görevleri yazarsa süreç içerisinde ne kadar şey yaptığını görerek motive olabilir. Ya da tam tersi durumlarda az şey yaptığını görüp daha fazla erteleme davranışını yapmaması gerektiğinin farkına varabilir.
Ertelemeyle ilgili bir diğer önemli kavramda güdülenmedir. Güdülenme gerekli enerji üretimidir. Güdülenme düzeyi yüksek olan bireyler genel olarak görevlerini yerine getirirken daha istekli olur ve bu istek onlara başarı olarak geri dönmektedir. Güdülenme düzeyi düşük insanlarsa erteleme davranışı sık sık görülmektedir. Çünkü sürecin sonunda başarısızlık durumuyla karşılaşma durumunu düşünüp sürece girmek istemeyebilirler.
Öz yeterlilik bireyin bir işi yapabileceğine olan inançtır. Öz yeterliliği yüksek olan bireyler işe daha sıkı bir şekilde sarılarak erteleme davranışına yer vermemektedir. Hemen işe koyulmaktadırlar. Öz yeterliliği düşük olan bireyler başarısızlıkla karşılaşacaklarını bildikleri için sürece daha geç dahil olmak için sürekli ertelemektedirler.
Erteleme davranışıyla ilgili önemli diğer bir kavramda kişinin hayata bakışıdır. İyimser bakış açısına sahip olan insanlar bir işe başlarken ya da işi bitirirken daha dirençli ve güçlüyken ; kötümser bakış açısına sahip bireyler problem çözme sürecinde daha isteksiz, işe başlama konusunda daha erteleyicidir.
.Bir şey düşüncede başlar ve düşüncede biter. Kafanıza bir şeyi koyduysanız o olsun diye sonuna kadar uğraşın. Mell Robbins’ in 5 saniye kuralı buna en güzel örneklerden biridir. Bu kural der ki bir şeyi yapmak istediğinizde bunu 5 saniye içerisinde yapmalısınız eğer yapmazsanız zihniniz fren mekanizmasına girerek size türlü bahaneler uydurabilir. Yapmak istediğiniz fikri yapmamış sayılabilirsiniz. Sorun harekete geçememektir. Ertelemeye daha az başvurduğunuz hayat yolculuğunuzda İsmer Aile Danışmanlığı merkezi olarak her zaman yanınızdayız.