Travma günlük yaşantımızda çok karşılaşmakta olduğumuz bir kelime. Travma yani zedeleme, gücünü azaltma.. Tıp dilinde travma canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan ağrı, bir doku ya da organın yapısını veya biçimini bozan ve dıştan mekanik bir etki sonucu oluşan yerel yara olarak tanımlanmaktadır.
Psikolojik travmada ise sadece dıştan mekanik bir etkiye veya yaralanmalara gerek yoktur. Doğrudan psikolojik ve fizyolojik şiddet içermeyen olaylar, sevilen kişilerin yaşadıklarına tanıklık da kişi üzerinde travmatik etki bırakabilmektedir.
Amerikan Psikiyatri Birliği travmayı normal insan deneyiminin dışında olan ve hayati tehdit edici boyuttaki olaylar olarak tanımlamıştır. Travmatik olmak kişide bıraktığı algı ve hissiyatlarla ilişkilidir. Olayı yaşayan birey tarafından fiziksel bütünlüğünü tehdit eder şekilde algılanması ve dehşet, çaresizlik, korku gibi yoğun duygulara yol açması gerekir.
Çoğumuz travmatik olaydan sonra kendiliğinden iyileşiriz. Ama bazı kişiler travmatik olaydan sonra aylar, hatta yıllar geçse bile iyileşmeyebilir, travmadan dolayı aşırı stres veya kaygı yaşamaya devam ederler. Travma ortaya çıktıktan sonra gözlenen duygusal, davranışsal ve düşünce tarzındaki belirtilerin bir ay ve daha uzun süreyle gözlenmesi, travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılabilir.
Çocukta Travma
Travmaların oluşmasında, çocuğun olayı kendi yaşamına veya başka birinin yaşamına tehdit olarak algılaması çok önemlidir. Olay ne kadar doğrudan tehdit oluşturuyorsa, etkisi o derece büyük olur. Genellikle ani, hiç beklenmeyen çocuğun kendisinin veya sevdiği diğerinin zarar görmesi gibi durumlar travmaya ve sonrası stres bozukluğuna neden olabilir.
Çaresizlik, dehşete kapılma, korku gibi deneyimler yaşayan çocuk olayı tekrar tekrar yaşama ve travma anını hatırlatacak durumlardan kaçınma eylemi gibi ve aşağıda bahsedilecek belirtileri gösterebilir. Ancak bazı durumlarda aylarca bu tepkiler görülmeyebilir, tetikleyici unsur ile görülmeye başlanabilir.
Çocuğunuzun başından travmatik bir olay geçtiğinde ya da travmatik bir duruma hep birlikte maruz kaldığınızda, çocuğunuzun bu beklenmedik ve acı veren olayı nasıl algılayacağı, nasıl yorumlayacağı ve nasıl bir tepki oluşturacağı, çok büyük ölçüde çevresindeki yetişkinlere, onların içinde de özellikle anne-babaya bağlıdır. Yaşadığı olay, çocuğun büyük bir ihtimalle ilk kez karşılaştığı bir olaydır ve o olayla ilgili herhangi bir davranış kalıbı oluşturmamıştır. Bu nedenle çocuğun ilk yapacağı şey, anne ve babasını izlemek olacaktır.
Travmaya Yol Açabilecek Durumlar
- Deprem, sel, fırtına gibi doğal afetler
- Medikal müdahaleler, ameliyatlar, uzun süreli tedavi süreci
- Trafik kazaları
- Fiziksel, duygusal veya cinsel istismara maruz kalma
- Fiziksel, duygusal ihmal
- Savaş ve terör gibi sosyal yıkımlar
- Beklenmeyen ölümler, sevilen kişinin kaybı
- Evlat verilme
- Ebeveynlerin boşanma sürecinin olumsuz olması
- Taşınma, düzen değişimi
- Zorbalık
- Kaçırılma ve işkence görme
- Zorla evlendirilme
- Yakınındaki birinin travmatik deneyimine tanık olmak
Tüm çocukların şiddet, fiziksel veya cinsel taciz, doğal afet, kaza veya aşırı ihmal gibi çok rahatsız edici olan deneyimlerden sonra etkilenmeleri ve üzülmeleri normaldir ancak TSSB olan çocuklar bu olaylardan sonra hayatlarında rutine dönmekte güçlük çekerler. Duygusal, davranışsal ve düşünce tarzındaki belirtilerin bir ay ve daha uzun süreyle gözlenmesi, travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğunu Etkileyen Etmenler
Travmanın niteliği ve şiddeti travma sonrası TSSB oluşma ihtimalini etkiler. Nitelik ve şiddet ise şunları içerir;
- Travmatik durum sonrası özellikle ebeveynlerin -bakım verenlerin durum karşısındaki duygu ve tepkileri,
- Travmatik olayın bulunan toplumdaki temel değeri, anlamı
- Çocuğun kişiliği, gelişim seviyesi, yaşı, yetiştiği ortam
- Travmayla birlikte çocuğun yaşamında meydana gelen değişiklikler
- Travmanın tekrarlanma olasılığı, beklentiler gibi faktörler
TSSB yaşayan çocuklarda görülebilen davranışlar
- Huzursuzluk
- Duygudurumunun olumsuz yönde değişimi
- Fiziksel ve sözel öfke davranışları
- Aşırı abartılmış ürkek ya da öfkeli tepkiler
- Kayıtsızlık, duygusal ifadelerde düşüş
- Travmatik olayı hatırlatan kişi, mekan ve ortamlardan; çağrıştıracak anı, düşünce ve duygulardan uzak durma
- Olayın detaylarını hatırlamakta güçlük
- Sosyal içe çekilme
- Odaklanma problemi
- Uyku problemleri, kabuslar
- Eskiden keyif aldığı şeylere karşı ilgisizlik
- Travmatik içerikle alakalı tekrarlayan oyunlar
- “Dünya çok güvensiz, ben kötü bir insanım” gibi başkaları ve kendisi hakkında olumsuz inançlar geliştirme
- İntihar düşüncesi
Travmatik olaydan çocuğunuz etkilenip, etkilenmediğini yukarıdaki maddeleri gözlemlemenize göre değerlendirebilirsiniz. Ancak aynı zamanda bu travmatik süreçten sizde etkilenmiş olabileceğiniz için kendinize de dikkat etmeniz gerekir. Sizler ebeveynleri olarak kendinizi iyi hissedeceksiniz ki çocuğunuza bu süreçte destek olabileceksiniz.
Çocuğunuzun travmatik olay sonrası rutinine dönmekte zorlandığını gözlemliyor ve desteğe ihtiyaç duyuyorsanız İsmer Aile Danışma Merkezi olarak bir uzman desteğine başvurmanızı öneririz.