ÇOCUKLARDA DOYUMSUZLUK

Çocuklarda görülen doyumsuzluk davranışı yanlış anne-baba tutumuna bağlı olarak karşımıza çıkmaktadır.Makul istekler eğer ki sınırlar içerisinde yerine getirilirse çocuk doyumsuz olmaktan ziyade mutlu olmayı öğrenebilir.
Günümüzde anne babalar çocuklarına karşı oldukça duyarlı davranabiliyorlar.ama bu durum bazen aşırıya kaçıp “sınırsız-özgürlükçü” aile modelini karşımıza çıkarıyor.bu aile modeli çocuğun her istediğini anında karşılıyor ve çocuğu doyumsuzluğa itiyor.
Peki çocuklarımızın bitmek tükenmek bilmeyen istekleri ile nasıl baş edebiliriz?çoğu zaman markette çikolata reyonlarının önünde ağlayan , tepinen çocukları ve onların etrafında dönüp duran “tamam sus ne istersen alıyorum artık yeter ki ağlama!” diyen anne babaları görürüz.çocuk istediğinde kendinde çok benzeri bir oyuncak olmasına rağmen onu size aldırmak için ağlar,tepinir ,çırpınır..ve kaçınılmaz sonuç,istemeden de olsa sırf ağlamasını önlemek adına onun isteğini yerine getirir oyuna yine 1-0 geride başlarsınız…
Çocuklar durmadan bir şeyler isterler.isteklerinin neredeyse tamamını karşılasanız da ardından yine benzer bir istekle yine karşılaşırsınız.istemenin sonu gelmiyor ve bir süre sonra “çocuk doyumsuz oldu” diyebiliyoruz.
Peki çocuklar doyumsuz mu?evet çocuklar doyumsuz.ancak sürekli talep etmesi ve doyumsuz olmasındaki en büyük faktör ebeveynin çocuğun isteklerine sınır koymamasıdır.

Peki sınır koymak ne anlama gelir?sınır;çocuğun neyi yapıp neyi yapmayacağını,uygun davranışının ne olduğunu,kendini güvende hissetmesini ve iç disiplin kazanmasını sağlar.fakat hiçbir çocuk kendisine sınır konulmasından hoşlanmaz.her zaman itiraz eder,mızıldanır,sürekli sınırları zorlar.sınır koymak çoğu zaman çocuğun özgürlüğünü kısıtlamak ,onu isteklerinden mahrum etmek gibi düşünülür.oysa ki sınır çocuğun davranışının kabul edilebilir ya da edilemez olduğunu gösterir.
Anne babalar mutlu çocukları olmasını istiyorlarsa onlarla empati kurabilmeli,onları anlayabilmeli ve mutlaka her şeyin bir sınırı olduğu ilkesini çocuklarına öğretebilmelidirler.tabi ki her anne baba çocuğunun ihtiyacının en iyi şekilde karşılanmasını ister.çocuğun temel ihtiyaçlarının yanında ebeveynin hoş görüp çocuğuna sunduğu fırsatlar normaldir fakat;bu imkanlar ve fırsatlar ile zamansız ve abartılı bir şekilde tanışan çocuklarda doyumsuzlukla birlikte sorumsuzluk duygusu kaçınılmaz olmaktadır.
Çocuğa verilecek cep harçlığı da sorun olabilecek konulardan biridir.cep harçlığında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlar olabilir;
*harçlığın ne zaman verildiği
*veriliş amacı
*miktarı
Ve
*kullanıldığı yer….

Eğer bunlara dikkat edersek çocukta oluşabilecek doyumsuzluk duygusunu ortadan kaldırırız ve çocuğa sorumluluk duygusunu aşılamış oluruz.eline para geçen çocuk parayı nerede harcayacağı ve nasıl kullanacağı ile ilgili alternatif yaşayacaktır.bunun sonucunda sorumluluğu ve özgüveni gelişecektir.şunu unutmamalıyız ki;harçlık ayarlanırken arkadaşlarının harçlıklarından ne az ne de çok şekilde ayarlanmalıdır.eğer harçlık fazla verilirse çocuk bunu arkadaşlarına karşı bir güç gösterisi olarak kullanabilir,savurgan olabilir ve ilerleyen yaşlarda tatminsizlik ve doyumsuzluk duygusunu yaşayabilir.eğer harçlığı az verilirse arkadaşlarının yanında eksiklik yaşayabilir ve çocuk bu eksikliği ortadan kaldırmak için davranış bozukluklarından çalma,yalan…v.b..durumlara başvurabilir.harçlık belirlenirken anne,baba ve çocuğun birlikte oldu bir ortamda belirlenmeli ve verilecek miktar çocuğa izah edilmelidir.(bazı anne babalarda maalesef rastlayabiliyoruz ki) ;en önemli nokta ise verilen cep harçlığı okul başarısı ile bağdaşlaştırılıp ceza aracı olarak kullanılmaktadır.bu çok yanlış bir davranıştır.

Son olarak…hangi yaşta olursa olsun çocuğun ulunduğu yaş döneminin özelliklerini bilmek ,yaşına uygun davranışlar beklemek ,sınırlarının nedenlerini açıklamak ,kararlı olduğunuzu göstermek en önemli noktalardır.özellikle çocuğun doyumsuzluğa ulaşmasını engellemek adına kararlı bir ses tonuyla çocuğun sınırlarını belirlemeniz atılacak ilk ve en önemli adım olacaktır.