Çocuklarda Ayrılık Anksiyetesi
Çocuğum Benden Ayrılmıyor
Ayrılacağı durumlarda ortalığı yıkıyor,
Ayrılmamak için krizler çıkarıyor.
Kişi bağlandığı kişiden veya evden ayrılamıyor, uzaklaştığında da şiddetli kaygı haline bürünüyorsa kişide ayrılık anksiyetesinden bahsedebiliriz. Ayrılık kaygısı yetişkinlerde, ergenlerde ve çocuklarda da görülebilmektedir. Çocukların anne, baba ya da bakımından sorumlu bakıcı, anneanne gibi sevdiği ve bağlandığı kişilerden ayrılamaması belli bir seviyeye kadar normaldir. Çocuklar için ; bağlandığı bakım vereni gibi başlıca kişilerden ayrılma durumlarında aşırıya kaçan kaygı, normalden fazla kaygı görülür. 6 ay-3 yaş arasında ayrılık kaygısı normal olarak değerlendirilir. Özellikle 1 yaş gibi kısa ayrılıklarda bile tepkiler verilir çünkü bebek neden göremediğini ve ne zaman döneceğenizi anlayabilecek olgunlukta değildir. 3 yaşından itibaren çocuklar ayrılığın geriye döndürülebilir bir süreç olduğunu kavramaya başlar ve ayrılığa daha az tepki verir. Ayrılık kaygısının şiddetine göre 4-5 yaşından itibaren ayrılık kaygısının bozukluk haline gelmeye başladığından bahsedebiliriz. Okula başlayan küçük çocuklarda da ayrılık kaygısının görülmesi bir dereceye kadar normaldir.
Ayrılık kaygısı anne, babaya olduğu gibi bakımından sorumlu olan bakıcı, büyükanne, büyükbabaya da duyulabilmektedir. Bu kaygı çocuğun bağlanma türü ile bağlantılıdır. Bağlanma kuramı bakımveren ile bebeğin kurduğu güvene dayalı bağdır. Bebek ilk iki yılında yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak, tehlikelerden korunmak için anneye (bakımverene) muhtaçtır. Güvenli bağlanmanın oluşması için bakımverenin tutarlı bir şekilde ihtiyaçlarını karşılaması, güvenli ve sıcak bir ortam sağlayıp tehlikelerden koruyacağını hissettirmesi gerekir. Bunlar çocuğun dışarıya ve kendine duyacağı güvenin ilk ve en önem arz eden adımıdır.
Güvenli bağlanmada çocuk bağlı olduğu kişiden ayrılınca huzursuz olur ve bağlandığı kişiyi yeniden gördüğünde neşesi yerine gelir, davranışları olumludur. Bu bağlanma modelinde çocuklar bağlı olduğu kişiye güven duyarlar. Çocuk dış dünyayı sakince inceleyip keşfederken annenin(bakımvereninin) ortamda olmasa bile geri döneceğini ve ondan faydalı geri dönütler alacağını bilir.
Kaygılı bağlanma durumunun en büyük nedeni annenin istikrarsız davranışları olabilir. Bazen çocuğun ihtiyacını karşılayan anne kimi zaman bu istekleri karşılayamaz. Kaygılı bağlanmada yetişkinden ayrılan çocuk ağlama nöbetleri geçirebilir ve bağlı olduğu yetişkin geri dönse bile sakinleşmeyebilir. Olumsuz bağlanma örneğidir ve ayrılık anında yaşanan krizin anksiyete bozukluğu belirtisi olabileceği göz ardı edilmemelidir.
Ayrılma anksiyetesinde çocuklardaki belirtiler;
- Anneden-bakımverenden uzak olduğunda ağlama krizleri,
- Okul- kreş çağında sabah gitmemek için zorluk çıkarma-reddetme, okula uyum problemleri, okulun yarattığı stres sebebiyle gerçekten yaşanan mide bulantıları, ağrılar, titreme, baş ağrısı, soluk alıp vermede güçlük, yüksek ateş, mide bulantısı, karın ağrısı gibi fiziksel semptomlar,
- Kaygılı bağlandığı kişiden uzaklaştığında (uyurken bile) onun başına kötü şeyler geleceğine inanması veya kaybolma, kaçırılma gibi endişelere sahip olması,
- Kaygılı bağlandığı bakımvereni yanından uzaklaşmasın diye ihtiyaçlarını ertelemesi veya belirtmemesi ( oyuncak, yemek istemek gibi)
Kaygı bozukluğuna zamanında müdahale edilmediğinde çocuk korkuyu genelleyerek başka durum ve nesnelere yansıtıp farklı anksiyeteler geliştirebilir.
Ayrılık anksiyetesinin önüne geçmek için
- Güvenli bağlanmanın sağlanması için 0-2 kritik yaş aralığına özen gösterilmeli; uzun süreli ayrılıklardan kaçınma, ihtiyaçlarını karşılamak; beslemek,sevmek, kucağa almak vb.
- Memeden kesme, emzik-biberondan kesme, tuvalet eğitimi gibi aşamalarda sıcak, güven veren, tutarlı ve net bir tutum izlenmeli,
- Çocuğun 1,5-2 yaşından itibaren özerkleşmesine izin verilmeli, yaşına uygun görevler verilmeli (İstediği kıyafeti giymesi, kendini ifade etmesi, özbakım becerilerini kendinin gerçekleştirmesi vb.) kendisinin yapması desteklenmeli, yatak odası ayrılmalı, özellikle 2 yaşından sonra yaşına uygun kısa süreli ayrılıklar (anneanne-babaanne, bakıcı vb.) gerçekleştirmeli,
- Kardeş doğumu halinde, rekabetin tetiklenmemesi ve kıskançlığın önüne geçilmesi,
- Ebeveynlerin çocuklarına karşı aşırı derecede koruyucu ve kollayıcı ebeveyn tutumu uygulamaması, çocuklarına kaygılı ve evhamlı davranış modelleri sergilememesi çok önemlidir.
Ayrılma süreçlerinde ebeveynlerin çocuklara yaklaşımı çok önemlidir.
- Öncelikle size olan ihtiyacı yönünden onunla empati kurmaya çalışın. Sadece güvende olmak istiyor : ) Kaygısını anlamlandırın ve onu anladığınızı, sevdiğinizi ve geri döneceğinizi ifade edin.
- Ayrılma kararınızdan önce çocuğunuzun fiziksel ihtiyaçlarının giderildiğinden emin olmalısınız; aç, uykusuz olması kaygı düzeyini arttıracaktır.
- Ayrılmadan önce kaygılandırmama ve güven problemi yaşamaması için onu kararlı bir tavırla doğru şekilde (nereye gidiyorsunuz, ne zaman döneceksiniz) bilgilendirmeli ve ortamdan gizlice kaybolmamalısınız.
- Açıklamanız somut olmalı. 1 saat sonra döneceğim çocuk için oldukça soyut ve belirsiz bir kavram. Anlayacağı dilde açıklamaya çalışın.
- “ Ayrılık sebebinizi net bir tutumla belirtin, bu süreçte onu özleyeceğinizi ifade edip belirlediğiniz süre sonunda yan yana geldiğinizde yapacaklarınızla ilgili güzel planlardan bahsedin, onunla sıcak vedalaşmanızı yaptıktan sonra hemen uzaklaşın.”
- Ayrılık süresini yaşına uygun tutmalısınız. İlk olarak kısa süreli ve kısa mesafeler içinde güvendiği kişilerle kaldığı ayrılıklar yaşayın. Sonraki adımlarda ayrı kalınan süre ve mesafe biraz daha uzatılarak devam edilmeli. Söylediğiniz süreden daha fazla ayrı kalmamalısınız.
- Ayrılık sürecinizdeki kaygılı davranışlarınız sürekli arkanıza dönüp bakarak açıklama yapmak, duygusal konuşmalar yapmak, süreci uzatmak gibi çocuğunuzu sadece kaygılandıracaktır.
- Ayrı kaldığı zamanlarda varlığınızı ona hissettirecek kaygısını düzenleyebilecek bir nesne ya da oyuncak konusunda anlaşın ve yanında bırakın.
- Korkularını artıracak içerikte film, çizgi film ve kitaplardan uzak durun.
- Çocuğunuz ile kaliteli zaman geçirin, her fırsatta onunla oyun oynamaya gayret edin. Böylece çocuğunuzun sizinle olan ilişkisi ve güveni kuvvetlenecek, ayrılık kaygısını kontrol etmesi daha kolay hale gelecektir.
Çocuklarda ayrılma anksiyetesi sık görülen problemlerden bir tanesidir. Bir yetişkin bile bağlı olduğu ve kendini güvende hissettiği kişi veya yerlerden ayrılırken kaygılanırken çocukların paniğe kapılması çok normaldir. Çoğu zaman kısa süreli ve belli dönemlerdeki kritik geçişlerde görülmesi beklenir. Ancak problem zamanla azalmıyor ve hatta zaman geçtikçe anksiyete belirtilerinde artış görülüyorsa İsmer Aile Danışma Merkezi olarak mutlaka bir uzmandan destek almanızı öneririz.