Yalnızlık ve Tek Başınalık

İnsan yaşamı için olumlu ilişkiler kurmak ve bunların devamını sağlamak önemlidir çünkü insan sosyal bir varlıktır. Her insan belirli ölçülerde sosyalleşmek ve başkalarıyla ilişki kurmak, etkileşime girmek ister. Yeterli ölçülerde sosyal ilişki ihtiyacını karşılayamayan bireyler ise olumsuz, acı veren duygulara kapılabilir.

Aslında yalnızlık her bireyin hissettiği, doğal bir duygudur. Her yaştan bireyin çocuk, genç, yetişkin veya yaşlı yaşamındaki ortak bir deneyimidir. Bu deneyim kimi için romantik ilişki için bir partnerinin olmaması olabilirken kimine göre kimsesi olmamaktır. Bazıları için ise tek başına kalmaktır. Oysaki aynı olarak değerlendirilen birbiri yerine kullanılan iki kavramdır; yalnızlık ve tek başınalık.

Yalnızlık acı verici duygusal iz bırakabilir ve baş edilemediğinde bireyin yaşamında ağır bir güce dönüşebilir. Yalnızlığın zaman açısından üç türü vardır: Kısa süreli yalnızlık, durumsal yalnızlık, uzun süreli (kronik) yalnızlık.

Kısa süreli yalnızlık; zaman zaman ortaya çıkan anlık yalnızlık duygusudur. Anlık duygular olduğu için kaygı yaşanmaz.

Durumsal yalnızlık; göç, iş değişikliği, boşanma gibi sebeplerle ortaya çıkan yalnızlık duygularıdır. Geçiş süresi sona erdiğinde son bulur.

Kronik yalnızlık; bireyin uzun yıllar boyunca ilişkilerinden tatmin olmamasıyla ortaya çıkar.

Yalnızlığın birçok olumsuz sonucunun olduğu bilinmektedir. Yalnızlık daha çok acı ve sıkıntı veren, enerji tüketen bir duygudur. Yalnızlık kasvetli, karanlıktır onda hiç ışık yoktur. Karanlık bir odada birisinin gelip ışığı yakmasını beklemektir. Depresyon, kaygı, intihar, yaşam doyumu, umutsuzluk, utangaçlık, internet kullanımının fazlalığı, stres gibi faktörlerle ilişkilidir.

Yalnızlık başkalarıyla ilişkinin tatmin sağlamaması olarak tecrübe edilir; ya kişinin çok az ilişkisi vardır ya da mevcut ilişkileri arzu ettiği yakınlığı sağlamamaktadır. Kendi tercihimiz olmadan tek başımıza kaldığımızda da yalnızlığı hissetmek olağandır.

Tercih edilmiş tek başınalık ise kendine zaman ayırmaktır. Bu tercihte güzellik, huzur yani olumlu duygular vardır. Bilinçlice seçilen tek başınalık kendimizle baş başa kaldığımız, iç dünyaya odaklandığımız, sevdiğimiz şeyleri keşfettiğimiz ve çoğalttığımız zamanlardır. Bireylere yeni bakış açısı kazandıran, kendini doğru tanıma imkanı veren bu tek başınalık sürecini yararlı yalnızlık olarak adlandırabiliriz.

Bu tür yalnızlık genel bir bağlantı veya aidiyet eksikliği hissi taşımaz. Bir bakıma kendini tanımak, belki yeniden doğurmak için her türlü düşünce ve duygu çeşitliliğine açık bir deneyim sürecidir. Bu süreçte varlığından haberdar olmadığı farklı yönlerini-potansiyelini keşfedebilir, neye ihtiyacı olduğunu anlayıp ihtiyaç duymadıklarını temizleyebilir, yeni olanlara yer açıp kendini keşfetmiş şekilde tercihler yapabilir. Dünyasını yeniden düzenleyebilir.  Tabiki de bu bazen zorlu bir süreç olabilir ve uzman birisinin desteğine ihtiyaç duyulabilir. Kendinizi yalnız hissediyorsanız ya da tek başınalığınızı nasıl olumlu bir yalnızlık olarak algılayabileceğinizi bilemiyorsanız İsmer Aile Danışma Merkezi olarak size destek olmak için yanınızdayız.

Yalnızlık ve tek başınalık…

Aslında birbirinden farklı olan iki duruma bir göz atalım:

  • Yalnızlık bireyin başkaları ile bağlantı kurma ihtiyacının tatmin edilmemesine verilen duygusal bir karşılıkken; tek başınalık daha somut bir kavram yani fiziksel olarak çevrede başkalarının olmamasıdır.
  • Yalnızlıkta başkalarıyla daha fazla bağlantı kurma isteği varken, tek başına kendine zaman ayıran kişi ise fiziksel olarak yalnız olsa da, kendi arkadaşlığından zevk alır ve bu zamanın tadını çıkarır.
  • Tek başına olmak, tercih edilebilir. Oysa yalnızlık, isteğe bağlı bir seçim değildir.
  • Yalnızlığın acı verici olumsuzluklarına karşın tek başınalık yalnızlıktaki gibi olumsuz duyguları içermez.  Tek  başınalık  her  durumda  rahatsızlık  vermez,  kendi  seçimimiz  olduğunda  sonuçları olumludur. Fakat kendi tercihimiz dışında var olan tek başınalık yalnızlık duygusuna sebep olabilir.
  • Yalnızlıkta duygusal boşluk, özlem, yakınlık, kaybedilen herhangi bir şeyin eksikliği ve bu duyguları değiştirme isteği vardır. Tek başınalık ise bireyin geçici sürelerde, gerginlik yaratmayan, kendi kendine yettiği bir durumdur.

Yalnızlık olumsuz bir duygu iken tek başınalık kişinin kendi isteği ile olan ve kazanımların olduğu bir durumdur. Birey tek başınayken kendisini özgür hisseder. Düşüncelerin önem kazandığı, olgunlaştığı anlar deneyimlenir.