Dünyada insanlarla ilgili 2 gerçek vardır. İlki herkesin bir parmak izi vardır ve her biri tamamen eşsiz olarak o kişiye aittir. Herkes tek ve biriciktir. Bu dünyada gerçekten benim gibi olan tek kişi kendimim.Bu yüzden bir şekilde diğer herkesten farklı olduğumuz kesindir. 2. gerçek; bütün insanlarla aynı temel fiziksel özelliklere sahip olmamız. İnsanlar ayak, kol, kafa yapısı olarak birbirlerine benzerler. Bu yüzden bazı temel fiziksel açılardan bende herkes gibiyim yani “eşsiz olduğum için bütün insanlardan farklıyken aynı zamanda birçok yönden herkese benzerim”. Bu bakış açıları özdeğer geliştirmek için çok önemlidir. Her insan içinde bir dünyayı barındırır. Bir insanın tarzının bir diğerine benzemesini beklemek mantıklı değildir. Örneğin; bir çocuktan annesinin fikirleri ile yaşamasını istemek mantıksızdır. Her insanın benzerlikler ve farklılıklarla eşsiz bir varlık olduğunu anlayabildiğinizde ve bunu kabul ettiğinizde kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçebilirsiniz. Böylece kendinizi yargılamayı ve cezalandırmayı bırakabilirsiniz. Bizleri benzerlikler bir araya getirirken farklılıklar da geliştirir. Kendi yapımızla ilgili her şeyi kabul etmek ve bunları özdeğerimizi geliştirebilmek için ortaya koymak önemlidir. Aksi gerçekleştiğinde kendi içimizde çatışan bir yapının ortaya çıkmasına neden oluruz. Birçok insan tamamen eşsiz varlıklar olduğunu anlamayı başaramayarak kendi içinde ciddi sorunlar yaratır, herkesin bizi sevmesini umduğumuz bir biçime girmeye çalışırız.
Bazı ebeveynler karşılaştırmalara ve benzetmelere dayanarak çocuk yetiştirirler. Bu özdeğer eksikliğinin doğmasına yol açar oysa ki kendi eşsizliğinizi kabul etmek özdeğerin temelidir. Her birey sürekli olarak değişir ve gelişir 10 yaşındaki biri 20 yaşındaki halinden fiziksel olarak farklıdır ve 70 yaşına geldiğinde daha farklı olacaktır. Bu aynı şekilde deneyimler için de geçerlidir. Hamile bir kadının yaşadıkları doğum yapmış olandan farklıdır, bu sürekli değişim süreci söz konusu olduğunda sürekli olarak kendi kimliğinizi araştırırsınız. Kendinizi sürekli olarak kendinizle ve ailenizdeki insanlarla tekrar tekrar tanıştırmanız gerekir. Karşınıza çıkan değişimlerden ve gelişimlerden yararlanarak kendinizi güncelleştirirsiniz. Güncelleştirmenin önemini bilen aileler belli aralıklarla şunu yapmayı yararlı bulurlar. Her bireyin müsait olduğu bir zaman diliminde konu; “Son zamanlarda bendeki yenilikler nelerdir?” olsun. Sadece çocukların değil ailedeki her bireyin söz hakkı alma şansı olsun, liderlik ailedeki kişiler arasında sıra ile değişebilir. Koşulsuz sevgi ve eleştirmeyen bir tutum sürdürmek ailedeki her biri için önemlidir. Konuşma sırasındaki yeni becerileri (bak anne artık bisikleti tek başıma sürebiliyorum), yeni görüşleri, yeni soruları kısacası sizinle ilgili her şeyi konuşabilirsiniz. Devamında birbirinize teşekkür etmeyi, düşünce ve duygularını paylaştığı için mutlu olduğunuzu belirtmeyi unutmayın. Bu saatlere tüm ailenin de katılımıyla bir isim verin ve haftalık ya da 2 haftalık olmak üzere bu saat dilimleriniz olsun. Bu yöntem herkesin özdeğerini destekleyecektir.
Küçük çocuklar kendilerine yardım edilmedikçe olayı kişiselleştirirler, kendilerinden ayıramazlar. Amaç çocuğun neler olup bittiğini anlaması için olayları açıklamak ve netleştirmektir. Küçük bir çocuğun özdeğer geliştirmesine yardımcı olmak için onun adını kullanarak tam olarak göz seviyesinde konuşmak, sevgi ile dokunmak, ben ve sen kelimelerini dikkatli kullanmak gerekir. Bunu yaptığınızda çocuğunuza odaklanın ve dikkatinizi tamamen ona verin. Bu şekilde çocukla tam bir iletişim kurabilir ve sevginizi başarıyla aktarabilirsiniz. Çocuğunuzun eşsiz ve aynı yönlerine dikkat çekerek özdeğerini pekiştirebilirsiniz. Özdeğer ayrıca çocuğun ilgi alanlarını harekete geçirecek seçenekler vererek ona rehberlik sunmaktır. Örneğin; 3 yaşındaki çocuğunuzdan oyuncakları toplamasını istediniz ama o size aldırmayarak tepki vermedi. Çocuk herhangi bir düşünce ya da eyleme fazlasıyla yoğunlaştığında çevredeki sesleri duyamayabilirler ya da çocuğunuzun tepkisi sesinizdeki sert tona bir cevaptır. Bunun için çocuğunuzla göz seviyesinde temas kurarak ona sevgi dolu bir tavırla dokunarak hafif ama kesin bir ses tonu ile konuşun. Oyuncak toplama zamanı geldiğini söyleyerek onu uyarın. Bunlar olup biterken neşenizi korursanız bütün olayı bir öğrenim deneyimi haline getirebilirsiniz. Açıkça sevilen ve değer verilen birisi yeni şeyleri daha kolay öğrenecektir.
Kendinizde, çevrenizde, ailenizde, çocuğunuzda bu değişimi ve farkındalığı oluşturabilmek için önce sizin değişmeniz gerekiyor. İSMER Aile Danışma Merkezi olarak özdeğerinizi keşfetmeniz ve kendi benliğinizi bulabilmeniz yolunda yanınızdayız.