Kendimi seviyorum ve değer veriyorum. Dünyada insanlarla ilgili 2 gerçek vardır. İlki herkesin bir parmak izi vardır ve her biri tamamen eşsiz olarak o kişiye aittir. Herkes tek ve biriciktir. ‘Bu dünyada gerçekten benim gibi olan tek kişi kendimim.’ Bu yüzden bir şekilde diğer herkesten farklı olduğumuz kesin. 2. gerçek; bütün insanlarla aynı temel fiziksel özelliklere sahip olmamız. İnsanlar ayak, kol, kafa yapısı olarak birbirlerine benzerler. Bu yüzden bazı temel fiziksel açılardan ben de herkes gibiyim yani ‘eşsiz olduğum için bütün insanlardan farklıyken aynı zamanda birçok yönden herkese benzerim.’ Bu bakış açıları özdeğer geliştirmek için çok önemlidir. Her insan içinde bir dünya barındırır. Her insanın benzerlikler ve farklılıklarla eşsiz bir varlık olduğunu anlayabildiğinizde ve bunu kabul ettiğinizde kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçebilirsiniz. Böylece kendinizi yargılamayı ve cezalandırmayı bırakabilirsiniz. Kendinizi sevmek ve değer vermek bunları kabullenmekten geçer.
Virginia Satir ‘Benim Özdeğer Bildirgem’ yazısında bu konumuzdan bahsetmiştir:
“BEN KENDİMİM, tüm dünyada benim gibi hiç kimse yok. Bazı yönleri bana benzeyenler var fakat kimse tam olarak tüm yönleriyle benim gibi değil dolayısıyla bende varlık bulan her şey sadece bana özgü, çünkü ben onları tek başıma seçtim — benimle ilgili her şey benim: vücudum ve onu oluşturan her şey; zihnim ve onu oluşturan tüm düşünce ve fikirler; gözlerim, ve onun ifade ettiği tüm görüntüler; öfke, neşe, kaygı, sevgi, hayal kırıklıkları, heyecan dahil tüm duygularım; ağzım, ve oradan çıkan her nazik, yumuşak ya da kaba, doğru ya da yanlış sözcük; sesim, yüksek ya da alçak ve başkalarına ya da kendime karşı tüm davranışlarım, kendi fantezilerim, rüyalarım, umutlarım, korkularım, tüm zafer ve başarılarım benim tıpkı tüm hatalarım gibi- çünkü beni oluşturan tüm parçalar benim. Ben kendimle tamamen yüzleşebilirim ve böyle yaparak beni oluşturan tüm parçaları sevip onlarla dost olup dostça yaşayabilirim. Böylece benim için en önemli şeylere ulaşmak üzere, bir bütün olarak amaçlarımı gerçekleştirebilirim. Kendi kendimi şaşırtan bazı yönlerim olduğunu biliyorum ve bilmediğim başka yönlerim de var fakat kendimle dost olduğum ve kendimi sevdiğim sürece, beni şaşırtan bu yönlerin üzerine cesaret ve umutla gidip kendimle ilgili daha pek çok şey bulabileceğimi biliyorum — İnsanlara nasıl görünürsem görüneyim; ne söylersem, ne yaparsam yapayım, herhangi bir anda ne düşünürsem ve ne hissedersem hissedeyim, hepsi de benim — bu bana özgü zamanın o noktasında nerede olduğumun ifadesi — ne yaptığıma, nasıl düşündüğüme, ne hissettiğime baktığımda, bazı yönlerim uyumsuz olabilir ve ben bu uymayan yönleri çıkarıp, uyduğuna emin olduklarımla yola devam edebilirim, çıkardıklarımın yerine yeni şeyler yaratabilirim. Görebilir, duyabilir, hissedebilir, düşünebilir, söyleyebilir ve yapabilirim-benim dışımdaki dünyada, insanlara bir düzen yaratabilecek, ilişkileri anlamlı kılabilecek, üretken ve onlara yakın olabilecek, gerekirse dışarıda hayatta kalabilecek birikimim var, Kendime aitim ve böylece kendimi yeniden biçimlendirebilirim Ben kendimim ve BUNDAN MUTLUYUM”