Çocuk denilince akla ilk gelen kavramlardan biri ‘oyun’dur. Oyun çocukluk döneminin vazgeçilmezidir. Bebeklikten itibaren oyun oynama süreci başlar. Bebeklerin kendi ellerini keşfetmekle başlattığı oyun süreci, ce-ee oyunu ile devam eder. Önce kendi başına başlayan oyun oynama süreci zamanla gelişir ve birine ihtiyaç duyarlar. Anne ve babadan sonra kreş ve okul dönemlerinde arkadaşlarla oyun oynama daha çok istenmeye başlar. Bu süreç çocuklukta bitmez, yetişkinliğe ulaştığında insan yine oyun oynama ihtiyacı duyar. Spor ve halk oyunları, sanal oyunlar bunlara örnektir.
Oyun; çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimi açısından önemli bir yere sahiptir. Sağlıklı bir gelişim için çocuk doya doya oyun oynamalıdır. Zıplar, koşar, tırmanır, bir şeyleri tutup atar. Bu sayede ince ve kaba motor gelişimi desteklenmiş olur.
Oyun yoluyla çocuk sosyalleşir. Sıra beklemeyi kurallara uymayı, başkasının hakkına saygı duymayı, grupta kendini ifade etmeyi, arkadaş edinmeyi, bir grubun üyesi olmayı çocuk oyun yoluyla öğrenir. Ailesi tarafından oyun oynamasını kısıtlanan çocuğun benlik ve özsaygı gelişimi zayıftır, sosyalleşmesi düşüktür.
Oyun düşünme becerisi gerektirdiği için bilişsel gelişimi destekler. Çocuklar oyun oynarken kazanmak için planlama ve hesaplamalar yaparlar. Nasıl oynaması gerektiğini, rakibinin hamlelerini kestirmeye çalışır. Saklambaç oynarken gizli yerler bulmak, taşı tam seksek karelerinin içine atmak, topu atarken hızını ve açısını ayarlamak gibi bilişsel hesaplamalar yapar. Bu sayede zihin gelişimi her zaman aktiftir.
Oyun çocukların duygusal gelişimini destekler. Çocuk kazanmayı, kaybetmeyi, hayal kırıklığını, üzüntüyü, heyecanı, çaresizliği ve mutsuzluğu oyun içinde deneyimler. Arkadaşlarının duygularını nasıl yaşadığını gözlemler. Kendi duygularını ifade etmeyi ve başkalarının duygularını anlamayı öğrenir.
Oyun içinde çocuk hayatın provasını yapar. Oyunda verilen birçok roller vardır. Anne, baba, öğretmen, çocuk gibi. Çeşitli meslek rollerine girer. Hayatta insanlara verilen rolleri tanır ve bu sayede küçük yaşlardan itibaren empati yapmaya başlar.
Oyun çocuk için iyileştiricidir. Çocuklar oyun içinde mutluluğunu ve kızgınlığını, kaygılarını oyun ve oyuncaklar yoluyla ifade eder. Bu yüzden oyun çocuğun dili, oyuncaklar ise kelimeleridir diyoruz. Yaşadıklarına oyunda yer vererek onları yansıtmaya ve baş etmeye çalışır. Oyun, çocukların ruhsal yaralarını iyileştirmede etkilidir. Bu nedenle ‘oyun terapisi’ yaklaşımı çocuk terapilerinde sıkça kullanılmaktadır. Yetişkinler kendilerini konuşarak ifade eder, çocuklar ise oynayarak.
Çocuklarınızın ruh sağlığını düşünüyorsanız onların en temel hakkı olan oyun süreçlerini kısıtlamayın. Çocuğun elinden oyunu almak fiziksel ve zihinsel gelişimini en önemlisi de çocukluğunu elinden almaktır. Kendinize gün içinde sorun. ‘Çocuğum bugün yeteri kadar oyun oynadı mı?