Gerek gündelik gerekse iş hayatında birçok problemlerle karşılaşmaktayız. Bu problemleri çözmek için duygusal, mantıksal ya da her ikisini de barındıran kararlar vermekteyiz. Verilen kararların doğru ve akılcı olması, sağlıklı bir bakış açısıyla ele alınması süreci kolaylaştırmaktadır. Acele ve rastgele verilen kararlar, belirli bir sürece dayanarak verilen kararlara göreinsanı çoğu zaman zor durumda bırakabilmektedir.
Belirsizlik kendinize yapabileceğiniz en kötü şeylerden biridir. Değiştirme imkânınız varsa sizi durduran nedir? Kararlarınızın sonuçlarından korkmayın.En kötü karar kararsızlıktan daha iyidir. Akla uygun olarak sizi mutlu edeceğinizi düşündüğünüz seçenek daha ağır basar ve gerçekleştirme oranınız yüksektir.
Karar vermeyi zorlaştıran en önemli faktörlerden biri daha kararı vermeden iyi ve kötü olarak sonucunu düşünmeye başlamaktır. Araştırmalar kararın sonucunu düşünürken abartıya kaçıldığını göstermektedir. Her zaman olumsuz sonuç olma ihtimali 2 kat daha fazla olduğu düşünülür.Hâlbuki iyi veya kötü sonucun ortaya çıkma şansı eşittir. Şunu unutmayın: Kararınızın sonucu ne olursa olsun sizi tahmin ettiğiniz kadar mutlu etmese de düşündüğünüzden daha fazla incitmeyecek acı vermeyecektir.
Duygularınızı dikkate alın. Duygular, karar verme sürecinin düşmanı değil ayrılmaz bir parçasıdır. Burada hangi duygudan yararlandığınız önemlidir. Örneğin; öfke altında alınan kararlar bencil, aceleci ve risklidir. İçinizden gelen sese kulak verin. (Akla uygun olduğu müddetçe)
Kararlarınızı iyice düşünün ama ayrıntılarda boğulmayın. Geçmişiniz, yaşadıklarınız ve duygularınız sizi siz yapan değerlerdir. Bu bağlamda karar verirken objektif olmak zordur. Hatalı olduğunuzu gösterecek kanıtları görmezden gelmeyin. Ortaya konulan fikirleri çoğaltmaktan ve değiştirmekten korkmayın.
Zor ve zaman alacak problemlerinizde kısa vadeli kararlar alarak sonucunu görün, ardından uzun vadeli kararlara geçin. Biz buna aşamalı geçiş de diyebiliriz. Hedefinize giden yolları parçalara ayırarak adım adım ilerleyin. (Parçadan bütüne) Gerçekleştirilen küçük hedefler diğer aşamaya geçiş için motivasyonu artıracaktır.
Problem Çözme Aşamaları
1. Sorunu belirleyin.
Zihnimiz bazen o kadar yoğun olur ki tam olarak problemin ne olduğuna karar vermekte güçlük çekeriz. Böyle zamanlarda şu soruyu sorun kendinize: ‘Olaya sorun gözüyle bakmama sebep olan belirtiler neler?’
2. Çözüm yöntemleri üretin, alternatiflerini düşünün.
Bunu kendi kendinize yapacağınız gibi beyin fırtınası yapmak amacıyla başkasından destek almanız gerekebilir. İkiden fazla seçeneğiniz olsun. Bunları kağıda yazın.
3. Çözüm yöntemlerini araştırın.
Bu doğru olan mı? Hangi yöntem daha uygun? Bu yöntem başka bir sorunu doğurur mu? sorularını sorun ve seçeneğin yanına not alın.
4. Puanlama yapın.
Bulduğunuz önerilere yukarıdaki soruları sorduktan sonra her seçeneği 0 ve 10 puan arasında problemi çözme durumuna göre değerlendirin.
5. Karar verdiğiniz yöntemi probleme uygulayın.
Bu aşamada başarısız olunduysa yeniden denenebilir, imkân yoksa diğer en çok puan alan yöntemi deneyin.
6. Sonuçlarını değerlendirin.
Doğan sonuçtan mutlu musunuz? Hangi adımda hangi çözüm yolunu izleyeceğinizi netleştirdiniz?Her aşamada kendinize soracağınız sorular vardır ve ne kadar çok soru sorarsanız o kadar çok alternatif yöntem üretirsiniz. Başarılı ve doğru bir karar vermede probleme ilişkin tüm verileri toplayın ve gerçeklikle değerlendirin.
İSMER Aile Danışma Merkezi olarak karar verme sürecinde kendinizi yalnız hissettiğinizde ve uzun süreli kararsızlık yaşadığınız dönemlerde yardım almanızı öneriyoruz. Uzun süreli belirsizlikler stres, kaygı ve beraberinde depresyona kadar uzanan bir sürece doğru geçebilir. Bu süreci aşmakta zorlandığınızı düşünüyorsanız psikolojik destek almanız faydalı olabilir.