KARAKTER TİPOLOJİSİ

Bir kimsenin yaşam tarzı, onun yaşamdaki belli sorunlara ne şekilde yaklaştığı ve bu sorunları nasıl çözdüğü incelenerek anlaşılabilir. İş, arkadaşlık ve sevgi(aşk) her insanın yaşamda kaçınılmaz bir biçimde karşılaşacağı ödevlerdir. Aynı zamanda bu yaşam ödevleri birbirinden bağımsız değildir ve bunların çözümünün yaşam tarzınıza bağlı olduğu apaçık ortadadır. Her yaşam tarzı onu oluşturan kişiye özgü olduğu için kişilik tipleri ile ilgili yalnızca çok geniş genellemeler yapılabilir. Bireysel psikolojinin kurucusu Adler tarafından yukarıda sözü edilen üç yaşam ödevinin çözümüne bağlı olarak bir kişilik tipolojisi oluşturulmuştur. İş, arkadaşlık ve sevgi ile ilgili yaşantılarda kişinin yaklaşımına ve bu alanlardaki sorunları nasıl çözdüğüne bağlı olarak oluşturduğu bu sınıflamanın iki boyutu bulunmaktadır: sosyal ilgi ve etkinlik derecesi. Sosyal ilgi, kişisel çıkarlardan ziyade toplumsal fayda için diğerleri ile işbirliği içinde olmayı ve tüm insanlara karşı empati duymayı içermektedir. Etkinlik derecesi ise kişinin yaşam sorunlarının çözümü yönündeki hareketliliğini, canlılığını ve enerji düzeyini ifade etmektedir. Her insan bu anlamda farklı enerjilere sahiptir ve bu bireysel farklılıklar uyuşukluktan aşırı hareketliliğe kadar uzanabilir. Etkinlik derecesinin yıkıcı ya da yapıcı oluşunu belirleyen ise sosyal ilginin düzeyidir. Adler bu doğrultuda dört temel yaşam tarzı tutumunu belirlemiştir. Bunların ilk üçü (baskın, alıcı, kaçınan) sosyal ilgi yönünden zayıftırlar ancak etkinlik derecesi açısından birbirlerinden farklılaşılar. 4. tarz ise (sosyal yetkin) hem yüksek etkinlik derecesine hem de yüksek sosyal bilgi düzeyine sahiptir.

Baskın tip

Bazı insanlar çocukluklarından başlayarak tüm yaşamları boyunca gerçeğe karşı az çok dominant bir tavırla yaklaşırlar. Bu tavır onların tüm ilişkilerinde ve yaşam sorunlarına yaklaşımlarında açıkça görülür. Atılgan, saldırgan, aktif kimselerdir. Etkinlik dereceleri yüksektir ancak sosyal olmayan bir tarzda aktiftirler. Bu nedenle karşılarına kendilerini sınavdaymış gibi hissetmelerine yol açan bir durum çıktığında antisosyal bir tavır alırlar. Bu tipin daha aktif olanları karşılarındaki kişiye doğrudan saldırır: serseri, zorba, sadist olurlar. Baskın tipteki insanlar diğerlerinin ihtiyaçlarını, refahını dikkate almadan davranırlar. Dış dünyaya karşı yönlendirici bir tutuma sahiptirler ve yaşam ödevlerini düşmanca ve antisosyal bir tarzda karşılarlar.

Alıcı tip

En yaygın olan tiptir. Her şeyi başkalarından bekler ve dış dünyaya karşı asalak tarzda bir tutuma sahiptir. Bu insanlar ihtiyaçlarının çoğunu diğer insanlara yaslanarak giderirler. Sosyal ilgileri yetersizdir. Yaşamdaki diğer insanlardan mümkün olduğunca fazla şey almakla meşguldürler. Az da olsa sosyal ilgilileri olduğu için genellikle diğer insanlara zarar vermezler. Ancak yaşam sorunlarını çözmeye hazırlıklı değillerdir.

Kaçınan tip

Yeterli sosyal ilgiye ve kendi sorunlarını çözecek etkinlik derecesine sahip değillerdir. Başarıyı istemekten çok başarısızlıktan korkarlar. Bu yüzden de sorunlarını çözmekten kaçınarak başarılı hissetmeyi tercih ederler. Bu nedenlerle yaşam ödevlerinden kaçarlar. Herhangi bir başarısızlıktan sakınmak için yaşamdaki tüm sorunlardan kaçma eğilimindedirler. Bu özellikler de onları yaşam sorunları karşısında yetersiz kılar.

Sosyal yetkin tip

Gelişmiş, olgunlaşmış bireye örnek teşkil eder. Yüksek düzeyde sosyal ilgi ve etkinlik derecesine sahiptir. Diğer insanlara içten bir yakınlık duyarlar ve onlara bir bütün içinde olmaktan hoşlanırlar. Yaşam ödevlerini sosyal sorunlar olarak değerlendirirler. Bu sorunları çözmenin işbirliği, kişisel cesaret ve başkalarının iyiliği için istekli olmayı gerektirdiğini bilirler.

Dünyada ne kadar insan varsa o kadar çeşitli yaşam tarzı vardır. Bu tanımlamalar çok genel anlamda yapılan sınıflamalardır ve insan davranışlarını ve kişiliğini Adler’in bakış açısından anlayabilmemizde bize yardımcı olurlar. Adler tipleri tanımlarken yapmak istediği şeyin bireyler arasındaki benzerlikleri daha kolay algılanıp anlaşılır hale getirmek ve geliştirdiği tipolojinin bu amaçla kullanılacak bir araç olmaktan öte bir anlamı olmadığını özellikle vurgulamıştır.