İnsanoğlu ailesine, işine, arkadaşlarına en önemlisi de eşine güvenmek ister. Romantik ilişkilerde de, arkadaş ilişkilerinde de karşılıklı güven arar. Acaba beni üzecek mi?, acaba beni terk edecek mi?, Bir başkası olabilir mi? gibi sorularla boğuşmadan ‘Sana güveniyorum’ diyebilmek çok kıymetlidir. Hem karşımızdaki kişiye güven duymak hem de onun bize güvenmesini isteriz. Kendimizi güvende hissedebilmek için de bir başkasına güvenebilmek isteriz.
Güven, bir kişi için söz verdiğinde tutmak anlamına gelirken, bir başkası için sadakat anlamına gelebilir. Herkes için farklı anlamlarda ama insanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygudur. Güvendiğimiz insanları severiz, saygı duyarız. Güven varsa en gizli sırlarımızı açabiliriz. Güven duygusuyla her tür işbirliğine açık oluruz. Bu açıdan insanların yemek, içmek gibi fizyolojik ihtiyaçlarıyla beraber hayati önem taşıyan en önemli gereksiniminin güven duygusu olduğunu söyleyebiliriz.
Güven duygusu, içinde yaşadığımız belirsiz ve karmaşık dünyada özgürce hareket edebilmeyi sağlar. Günümüzdeki düşünülmeden hızlıca yaşanan ilişkiler sonrası artık insanların da birbirine güven problemi doğar. Belirsizlik güvensizliği beraberinde getirir.
Aslında bakıldığında her birimizde belirli düzeylerde güvensizlik vardır. Güvensizliği 1’den 10 kadar bir cetvelde değerlendirirsek 2 ya da 3’lük şiddet düzeyinde güvensizliği olan biri muhtemelen yaşamında nadiren bu hisleri yaşaması beklenirken 10’a yakın şiddette güvensizliği olanlarda tetiklenme sıklığı ve şiddetinin daha fazla olacağı ve daha yıkıcı davranışlar sergileyeceği düşünülebilir.
İlişkilerde Güvensizlik Problemi
Güvensiz insanlar ilişkilerde başkaları tarafından
İncitilme
Kötüye kullanılma
Aşağılanma
Aldatılma
Yalan söyleme
Manipüle edilme gibi kendilerinin zarar görebileceği beklentileri içerisindedir.
Ve buna yönelik korumacı ve tetikte davranışlar sergilerler. Diğer insanların onlara tutumları ve niyetleri konusunda şüphe içindedirler. Yakın ilişkilerde diğer kişilerin maddi ya da manevi açıdan ondan yararlanacakları, küçük düşecekleri, yüz üstü bırakılacakları, kandırılacakları, aldatılacakları, fiziksel ya da duygusal açıdan kötüye kullanılacakları yönünde hassasiyetleri sıkça yaşarlar.
Güvensizlik yaşantısı kendini farklı şekillerde gösterebilir.
Teslim olma: Güvensizliğin arttığı ilişkilerin içinde durmak, diğerlerinin bireye zarar veren davranış ve sözlerine sınır koymamaktır. Böyle bir durumda çocukluktan beri gelmekte olan güvensizlik inancı pekişir.
Kaçma: Yakın ilişkilerde aşırı mesafeli ve donuk olarak güvensizliği yansıtmadır. Başa çıkamayacağını düşündüğü yakınlıktan ve derin duygulardan endişe duyduğu için kaçar. Genellikle ilişki içinde kendilerini de açmayan insanlardır, paylaşma konusunda isteksizdirler.
Saldırı: Kötü bir dünya algılamaktadır ve başına gelmiş veya gelebileceklerden ötürü kötü şeyleri başkalarına yansıtmaktadır. Diğer kişiye saldırır veya güven sarsıcı davranışlarda bulunur.
Güvensizliğin kaynağı
Güvensizlik ilk olarak bireyin kendisinden veya geçmişinden kaynaklanır.
Anne-çocuk ilişkisi
Ebeveyn kayıpları
Anne-babası ayrılıp terk edilmiş çocuklar için güven bağını kurmak zorlaşır çünkü gelecekteki güven temeli sarsılmıştır.
Kişi ya hiç kimseye güvenmez ya da ilişkisine çok güvenir yaşadığı en ufak sarsıntıda büyük hayal kırıklığı yaşar ve genelleme yapar. Dünya artık onlara karşı güvenilmez bir yerdir. Düşünceleri;
Herkes aynı. Yine aldatılacağım.
Bundan sonra kimseye güvenmem/güvenemem.
Bu kaygıyı da gelecekteki ilişkilerine yansıtmakta çekinmezler. Sürekli karşı tarafın bir yanlış yapması için tetikte beklerler çünkü güven kaybı yaşamıştır.
Güven eksikliği bir bakıma bireyin kendini yetersiz görmesidir. İlişki içinde bulunduğu insanın kendisinde bulunmayan özelliklerinden dolayı bir başkasına ilgi duyması ve bunun zamanla inancı haline gelmesi söz konusudur. Böylece kişi, ilişki içerisinde olduğu kişiyi yargılamaya başlar, baskılar, kıskanır ve şiddetli bir kaybetme duygusuna kapılır, şüpheciliği artar ve öfke patlamaları yaşar. Kontrol altına alınamaz hale gelir.
İlişkilerde güven problemi birkaç başlık altında toplanabilir:
Partnerin geçmişte ya da devam eden aldatıcı davranışları
Bu durum kişinin partneriyle ilgilidir.
Kerem Bey 2 hafta önce eşinin, evliliğin ilk yıllarında kendisini aldattığını öğrenmiştir. Fakat sonrasında evliliklerine devam etme kararı alan Kerem Bey sürekli eşinin telefonunu kontrol etmek istemekte ve eşinin tek başına dışarı çıkmasını istememektedir.
Bu güvensizlik sağlıklıdır, koruyucudur. Çünkü güven duymak bir karar değil süreçtir ve kişinin belli bir sürece ihtiyacı vardır.
2) Kişinin kendine olan güvensizliği
Kendisine karşı güvensizlikle başlar ve ilerleyen zamanda başkalarına duyulan güvende azalmaya da yol açar. Kendinize güvenmediğiniz sürece karşınızdakine nasıl güvenebilirsiniz ki! Aldatır değil aldatılırım ya da aldanırım düşüncesi içindedir.
Ayşe Hanım kendini şişman ve çirkin hissetmektedir. Eğlenceli bir karakter olmadığını düşündüğü gibi cinsel hayatında da kendini yetersiz görmektedir. Partnerinin onunla olan ilişkisinden mutlu olmadığını düşünen Ayşe Hanım, partnerinin ondan daha iyisiyle karşılaşıp onu terk edeceğine inanmaktadır. Ve sürekli aldatıldığına dair kanıtlar aramaktadır.
Bu durum daha çok bir özgüven problemidir.
3) Psikopatoloji
Paranoid ve şizotipal kişilik bozukluğu vb. bozukluklarda kişi de güvensizlik görülür. Paranoid kişilik bozukluğu olan kişiler başkalarına karşı güvensizlik ve şüphecilik içindedirler. Sürekli olarak kötüye kullanılacaklarına dair davranışların izini sürerler. Bu güvensizlikleri aile, iş, arkadaşlar ve sıradan tanıdıklarla olan ilişkilerini etkiler.
Emre çok fazla arkadaşı olmayan birisidir. Etrafındakilere hep şüpheci yaklaşır ve konuşmaların altında sürekli başka şeyler arar. Bu durumu ergenlikle birlikte artmaya başlamıştır. İyice içine kapanmaya başlayan Emre arkadaşlarıyla da iletişimi kesmeye başlamıştır. Ailesi sorduğunda onlar arkamdan konuşuyorlar gibi mazeretler öne sürer.
Bu psikopatolojisi ile ilgilidir.
Güvenememenin diğer bazı sebeplerini incelediğimizde;
Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler
Yıpratıcı geçmiş ilişkiler (aile, arkadaş, sevgili) güvensizliğe zemin oluşturur.
Karşıdaki kişinin güven vermeyen tutumları
Partnerin hassasiyetlerine karşı anlayışlı olmamak, ilişki içinde birbirine emek vermemek ilişkinin güven temelini zedeler.
Geleceği olumsuz yormak
İlişkide hiçbir problem yokken düşüncelerinizin içerikleri ilişkinizin bir şekilde zarar göreceğine dairdir ve bu düşünceye göre davranışlarda bulunulur. İlişkinin doğal ritmi bozulup güvensizlik yerleşmeye başlar.
Aşırı Genelleme sorunsalı
Eski olumsuz ilişki deneyimlerinin tekrarlanacağı düşünülür ve denemekten kaçınılır. Yeni ilişkiye adım için bile bir güvensizlik duyulur.
Neler yapılabilir?
İlişkinin biteceği düşünceleriyle ilk güvenmemeyi tercih edeceğinize bir de güvenmeyi deneyin. Eğer düşüncelerinize kanıt oluşturacak davranış ve sözlerle karşı karşıya iseniz ve bundan zarar görüyorsanız o ilişkiden uzaklaşmaya çalışın.
Eğer bir güven problemi yaşıyorsanız bunu partnerinizle açıkça konuşun. Ondan beklentilerinizi, hassasiyetlerinizi ifade edin. Size ne yaparsa ona güveneceğinizi bilmesini sağlayın.
Kafanızda kurduğunuz senaryoyu kanıtlarıyla sorgulayın. Asılsız düşüncelerinizle gerçeği karıştırmayın.
Akıl okumayı bırakın. Karşınızdakinin düşüncelerini sadece konuşarak öğrenebilirsiniz.
Belirsizliğe olan toleransınızı yükseltin. İlişkide sürekli kesinlik aramayın, kontrolcülüğü azaltın.
Terk edilmekten korktuğunuz için terk etmeyin ya da karşınızdakini kaçırmaya çalışmayın.
Güvensizlik kişinin hayatını büyük ölçüde ele geçirip kontrol edilemeyen duygusal çatışmalara sokabilir. Bireyi ilişkide mutsuzluğa itebilir. Bu yüzden İsmer Aile Danışma Merkezi olarak bir uzman desteğiyle kişinin geçmişteki güven sorunlarını gelecekteki korkulardan ayırabilmesini ve mevcut ilişkilerinde güveni nasıl yeniden inşa edebileceğini fark etmesinin sağlıklı ilişki açısından gerekli olduğunu düşünmekteyiz.
Güven içindeki ilişkilerde bulunabilmeniz dileğiyle..
.
Rousseau, D. M., Sitkin, S. B., Burt, R. S., & Camerer, C. (1998). Not so different after all: A cross-discipline view of trust. Academy of management review, 23(3), 393-404.
Simpson, J. A. (2007). Psychological foundations of trust. Current directions in psychological science, 16(5), 264-268.