Çocuğunuz 12-19 yaşlarında ve değişmeye başladı değil mi? Ne kadar bu dönemlerden kendinizin de geçtiğinizi düşünseniz de onu anlamakta güçlük çekiyor ve iletişim kurmakta zorlanıyorsunuz. Hatta yaşıtlarıyla karşılaştırıyor diğerlerinde gözlemlemediğiniz özelliklerin kendi çocuğunuzda var olmasıyla daha da endişeleniyorsunuz. Peki ama ergenlik dönemi tam olarak nedir bunu biliyor musunuz?
Ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş niteliği taşır. Bu geçiş dönemi fiziksel, hormonal ve cinsel anlamda büyüme ve olgunlaşmanın hızlı olduğu bir dönemdir. Dolayısıyla bunlar beraberinde duygusal ve sosyal değişimleri getirir. Duygularda yoğunlaşma ve istikrarsız bir yapı sergilenebilir. Gencimiz duygusal dalgalanmalar da yaşar. Bu duygusal dalgalanmalara; karşı cinse âşık olma, mahcup hissetme ve çekingenlik, aşırı hayâl kurma, tedirginlik ve huzursuzluk, yalnız kalma isteği, çalışmaya karşı isteksizlik ve çabuk heyecanlanma örnek verilebilir. Gencimiz bazen bu denli yoğun değişim sürecine kolay uyum sağlayamayabilir. Ama tüm gençler için aynı durum söz konusu olmayabilir. Bu problemler ergenlerin bulundukları yaş gruplarına, okula devam edip etmemelerine, ailenin gösterdiği tutumlara, ergenlerin sahip oldukları bireysel zekalarına ve çevreleri tarafından kabul edilme derecelerine göre değişiklik gösterir.
Gençler bu dönemde aile ve ebeveynden bağımsızlığın artması yönündeki beklentileri başarmak, akademik gereklilikleri gerçekleştirmek, meslek seçimi ve plan yapmak, yetişkin rollerine hazırlanmak gibi pek çok stresli durumla da karşı karşıyadır.
Bu gelişim dönemi, ortaya çıkan problemlerle birlikte problemlere çözüm getirilmesi gereken zorlu bir dönemdir. Problemlerinden biri de ergen ve aile arasında gelişen çatışmalardır. Bu çatışmaların kaynağı genellikle ergenin ne tam çocuk ne de tam yetişkin olmamasından kaynaklanırken bireyselleşmeye başlayan bir genç ve gence hayat yolculuğunda doğru yolu göstermeye çalışan ebeveyn karşılaşmasından da kaynaklanmaktadır. Anne-babanın onu anlamaya çalışmaktan çok onu doğruya yönlendirmeye çalışması genellikle sonuç vermez hatta otoriteye karşı gel alarmını çalıştırabilir. Çünkü genç bu dönemde anlamak ve anlaşılmak ister. Bu doğrultuda gençle uzlaşmacı ilişki kurulmalı. Uyuşmayan duyguların kabulü gerekir ve duygular ifade edilerek konuşulmaya çalışılabilir.
Ergen yetişkin olduğunu göstermek, bireyselleşmek, kişisel tercihlerine saygı duyulsun ister ama aynı zamanda aile ile bağı muhafaza da etmek ister. Bireyselleşmesi olumlu ve istenen bir şeydir. Çünkü hayata atılımda bireyselleşmiş olmak psikolojik olarak daha sağlıklı bir durum olarak nitelendirilir. Çocuklarınıza bu bireyselleşme yolunda aile bağını kaybetmeden destek olmak gerekmektedir.
Ergeni anlama açısından çocuğunuzla iletişimde
Onun için anlaşılmak çok önemli
Bu zorlu gelişim döneminde ona destek olmalıyım
Onu yargılamadan, eleştirmeden dinlemeliyim
Onun güvenini kaybetmemeliyim
Onun gücüne, var olma çabasına saygı duymalı ve ara yol bulmaya çalışmalıyım şeklinde düşünmek önemlidir ve aranızdaki ilişkiye yardımcı olacaktır.
Gençlerin ergenlik döneminde karşılaşacağı problemlerle daha kolay bir şekilde baş edebilmesi için bireysel farkındalıklarının arttırılması,
kendine güven duygusunun geliştirilmesi,
iletişim ve empati becerilerinin geliştirilmesi,
stres ve kaygıyla baş etme,
öfke duygularıyla olumlu bir biçimde baş etme ve çatışma çözme becerilerinin geliştirilmesi gibi konularda zaman zaman desteğe ihtiyaç duyabilmektedirler. Bu destek gencin ailesinden, yaşadığı sosyal çevreden gelebileceği gibi bazen de psikolojik danışma hizmeti bu desteği sağlayabilmektedir. Bu süreçte yardım almak isterseniz İsmer Aile Danışma Merkezi olarak yanınızdayız.