Ani, sarsıcı günlük rutini bölen hatta kayıplara neden olan güven duygusunu sarsan olaylara ‘travmatik olaylar’ denir. Yaşınız ne olursa olsun travmalara benzer tepkiler verilir. İlk başta büyük bir şok yaşanır, ardından öfke, çaresizlik, kendini suçlama, intihar gibi duygular oluşabilir. Bazen içinize kapandığınızı düşünürsünüz bazen de agresif, gergin ve aşırı uyarılmış olabilirsiniz. Bilişsel olarak dikkat dağınıklığı gibi tepkiler verebilirsiniz. Bunların sonucunda stres bozukluğu yaşanır. Özellikle okul çağındaki çocuklar günlük hayatlarına aileleriyle vakit geçirerek ve okula giderek devam ederken dünyayı güvenli bir yer olarak algılarlar. Deprem sonrasında bu çocuklar okula gitmek istemeyebilir, dikkat dağınıklığı ve okul başarısında düşüş gibi durumlar gözlemlenebilir. Küçük yaş gruplarında ise aileden ayrılmak istememe, onlarla birlikte uyuma isteğiyle karşılaşılabilir. Aslında bu tepkiler travma sonrası verilen normal tepkilerdir. Bu tepkilerle baş etmek gerekir yoksa travma sonrası stres bozukluğunun dönüşebilir. Eğer destek alınmazsa kalıcı etkiler bırakabilir. Güven duygusu tazelenerek normal hayata dönmek stres bozukluğunu önleyecektir.
Aileler ve eğitimciler çocukların psikolojik açıdan iyi oluşları konusunda hassasiyet göstermelidir. Travma sonrası okul çağındaki çocuklar sevdiğinin yanında olmak ister, duygularını ifade edemeyebilir. Bu yüzden duygularını gözlemlemek gerekir. Örneğin; çok huysuzlanma, sürekli ağlama, parmak emme, geceleri alt ıslatma davranışları, geriye gitme gibi bir şeylerin yolunda gitmediğini göstergesidir. Bu süreçte duyguların ifade edilmesi çok önemlidir. Konuşarak hissettiklerimizi onlara ifade etmeliyiz, olanlarla ilgili konuşabilmek, yetişkinin çocuğa duygularını anlatması korktuğunu ifade etmesi, çocuğun yaşadığı duygu durumunun normalleşmesini sağlar hem de çocukları duygularını ifade etme konusunda cesaretlendirir.
Bu travmalar sonrasında aynı durumun yeniden yaşanabilme ihtimali büyük bir korku oluşturur ve endişe hissi yaratır. Olumsuz durum günlük yaşantıyı etkiler. Bu endişeler zaman geçtikçe sizleri esir alarak bir süre sonra aklınızdan çıkmayan bir durum haline gelebilir. İlerleyen dönemlerde panik atak nöbetlerine bile sebep olacak bu durumlardan birisi de deprem korkusudur. Ülkemizin bulunduğu coğrafi konum özelliklerini düşündüğümüzde deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak bu korku artmaktadır. Günümüzde oldukça fazla görülen bu korku aslında ciddi bir sorundur. Çünkü yaşanan deprem sırasında bu korku ile hareket edemez duruma gelebilir ve kendinizi tehlikeye atabilirsiniz.
Deprem korkusunu yenebilir miyiz?
Gerçekten deprem korkusunu yenmek isteyen birisi bu isteğine odaklanmalıdır. ‘İnanmak başarmanın yarısıdır.’ sözünden yola çıkarak bu durumun üstesinden geleceğinize inanın. Daha sonrasında çözümlere odaklanarak ve tedavi yöntemlerinin nasıl olduğunu araştırarak sürece devam edebilirsiniz. Doğru desteklerle ve tedavi yöntemleri ile birlikte bu korku daha hızlı yenilebilir. Alacak olduğunuz psikolojik destek ile korkularınızla yüzleşerek hangi durumda neler yapmanız gerektiği ile ilgili fikir sahibi olur ve öğrenirsiniz. Aynı zamanda deprem çantası hazırlıkları, ilk yardım dersleri gibi sizi bu duruma hazırlayarak içinizdeki korkuyu yenmenizi sağlayacak eğitimlere katılmanız ya da eğitici videolar izlemeniz de sizin için faydalı olacaktır. Deprem fobisi diğer fobilere benzemekle birlikte bazı yönlerden farklıdır. Diğer fobiler daha çok bireyin kendisinin tehlikeyle karşı karşıya bulunduğu bir durumla ilgili olmaktadır. Deprem gibi doğal afetlerle ilgili fobilerde ise korkulan durum kişinin ailesini, yakınlarını hatta toplumu da içerisine alan çok daha kapsamlı ve korkutucu bir özelliğe sahiptir.
Deprem korkusu kişilerde basit fobi olarak ortaya çıkabileceği gibi travma sonrası stres bozukluğu olarak da ortaya çıkabilir. Özellikle depremi yaşayan ya da kayıp yaşayan kişiler travma sonrası stres bozukluğunu yaşama konusunda daha yüksek riske sahiptir.
İlaç ve psikoterapi tedavisi
İlaçlar deprem korkusunu tedavisinde kullanılan etkili bir yöntem olmakla birlikte psikoterapi tedavisi ile birlikte devam edilmelidir. İlaç kullanan ve bu tedaviden fayda gören kişi depremle ilgili yaşadığı yoğun kaygıyı ve korkuyu hissetmemekte ve bu yoğun duygulara eşlik eden fiziksel şikayetler de ortadan kalkmaktadır. Deprem korkusu tedavisinde etkili olan bir diğer yöntem ise bilişsel davranışçı psikoterapilerdir. Bilişsel ve davranışçı müdahaleler olarak iki kısımda uygulanan bu yöntemle kişi olası bir depremle ilgili gerçekçi olmayan inanışları ve düşünceleri test etme ve bunların yerine daha gerçekçi bir şekilde düşünebilme imkanına kavuşur. Kişi, uzman eşliğinde olumsuz şemaların yerine olumlu şemalar koyarak deprem korkusundan kurtulur.
İSMER Aile Danışma Merkezi olarak yoğun kaygı ve korku yaşayarak kurtulamadığınız deprem korkusunda psikolojik destek almanızı öneriyoruz. Uzman ekibimizle yanınızdayız.